DÜNDEN YARINA TÜRK KADINI
Mert Ramazanoğlu |
Türk
kadını, Türklerin tarihi boyunca sosyal hayatın içinde var oldu. Yaptığı
işlerle kendisinin soyutlanmasına müsaade etmeyerek erkeğin arkasında değil
bizzat yanındaydı. Erkek ise kadının değerini bilir, kadınının kendisinin tamamlayıcısı
olmasından gocunmazdı.
Türk
destanlarında ve hikayelerinde kadın motifinin fazla olması ve eserlerde yer
alan kadınlara yüklenen misyonlardan, Türklerin kadınlarına verdiği önemi net
olarak görebiliyoruz.
GÖKTEN İNDİRİLEN
IŞIK
Kadın
ata biner, kılıç kullanırdı. Bununla birlikte annelik vazifesini yerine getirirdi.
Erkeğin yanında savaşa gidecek kadar da cesurdu. Türkler için kadın bereketti,
gökten indirilen ışıktı.
Türkçede
var olan ‘Anayurt, anadil, anayasa, analık hakkı’ gibi kavramlar şüphesiz kadına
duyulan sevginin birer işaretidir.
Türk
kadını, siyasi hayatta da kendisini gösterirdi. Her daim hakanın yanında oturur
devlet işlerinde hatunun fikrine danışılırdı.
Tarihteki
ilk kadın hükümdar Tomris Hatun bir Türk kadınıydı. O hükümdarlıktan önce bir
anneydi. Oğluna kıyan Pers İmparatoru Kiros’un ordusunu annelik duygusuyla bertaraf
etti.
ARAP KÜLTÜRÜNÜN
KÖTÜ ETKİSİ
Türklerin
İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte zaman içerisinde Arap toplumundaki kadının
konumu; ‘olması gereken Müslüman kadın’ figürü niteliğinde algılanmış,
kadınlarımız daha içe kapanık hale getirilmişti. Türk kültüründeki Araplaşmanın
etkisiyle kadınlarımız, sosyal çevredeki eski konumlarından el çektirilmişti.
ATATÜRK İLE
YÜKSELEN DEĞER
İstiklal
Savaşı’nda gösterdiği mücadele ile kendini kanıtlayan Türk kadınının yeri, Ulu
Önder Mustafa Kemal için çok önemliydi. Atatürk,
kadınlarımızın eğitilmesini, sosyal çevrede etkin olarak var olması gerektiğini
söylemlerinde belirtiyor, onların her alanda kabiliyetli olduklarına
inanıyordu.
Bir
konuşmasında: “Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını
talep etmemiştir. Allah'ın emrettiği şey, erkek ve kadının beraber olarak ilim
ve bilgiyi kazanmasıdır” diyordu.
Nitekim
bugün gelişmiş olarak nitelendirilen pek çok ülkeden evvel kadınlarımıza seçme
ve seçilme hakkı tanıyarak, bizi yine kendisine hayran bırakıyordu.
BİR İNSANLIK
SORUNU
Dünyanın
büyük sorunu olan kadına şiddetin, maalesef her geçen gün ülkemizde de önünü
alamıyoruz. Akşam bültenlerinde sevgiden ve merhametten yoksun sevgili veya eş
adını takınmış yaratıkların cinayetlerine tanık oluyoruz.
Şiddete
karşı duran her türlü faaliyetleri desteklemeli, aileleri bilinçlendirerek, gelecekte kadına karşı şiddette farkındalığı
olan bireyler yetiştirmeliyiz.
KADINLAR HER
ŞEYİMİZ
Çünkü
kadınlar annemiz, kadınlar her şeyimiz… Büyük şair Nazım Hikmet’in şu
dizelerinde seslendiği gibi;
“Kadınlarımızın
yüzü, acılarımızın kitabıdır
acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan;
karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü.
karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü.
Ve
sevinçlerimiz vurur gözlerine kadınların
göllerde ışıyan seher vakıtları gibi.
göllerde ışıyan seher vakıtları gibi.
Hayallerimiz
yüzlerindedir sevdiğimiz kadınların,
görelim görmeyelim karşımızda dururlar,
gerçeğimize en
yakın ve en uzak.”
8
Mart Dünya Kadınlar Günü, onların değerini her gün bilerek kutlu olsun...
Yorumlar
Yorum Gönder