20’NCİ YÜZYILIN AJANI İLYAS BAZNA

Mert Ramazanoğlu |


İlyas (Elyesa) Bazna, 1904 yılında bugün Kosova’nın başkenti olan Priştine’de doğmuştu. Sırpların Priştine’yi işgal etmesiyle ailesiyle birlikte İstanbul’a göçmek zorunda kaldı. Burada Fatih Askeri Rüştiyesi’nde eğitim görmüş fakat okulunu bitirememişti. Yaptığı yasadışı işlerden dolayı Fransız Savaş Mahkemesi tarafından Fransa’ya gönderilerek 3 yıl hapse mahkum edildi. Fransa’dan cezasının bir kısmı affedilerek Fransızcayı öğrenmiş bir durumda İstanbul’a döndü.

KOD ADI ÇİÇERO

İlyas Bazna, askerliğinin bir bölümünü Çankaya Köşkü’nde Atatürk’ün yanında yaptı. Belki de dünya diplomasisinde yaratacağı etkiye ilk adımını bu şekilde atmıştı. Yaşamına devam etmeye çalışan Bazna, II. Dünya Savaşı sıralarında önce Yugoslav Büyükelçisi’nin şoförlüğünü yaptı. Daha sonra Alman Konsolosluğu danışmanının uşağı oldu. Almanya’nın Türkiye Büyükelçisi Franz von Papen, ona “Çiçero” adını taktı. Bu ad onun kod adı olacaktı. Danışmanın mektuplarını okurken yakalanmasıyla konsolosluktan atıldı.

İNTİKAM PLANLARI

Elyesa Bazna, opera tutkunuydu. Sesi bu tutkusunun karşılığını verir derecedeydi. Aryalar söylemekten büyük zevk duyardı.
Eylül 1943’te Britanya büyükelçisinin uşaklığını yapmak üzere elçiliğe girdi. Bazna’nın niyeti yalnızca uşaklık yapmak değildi. İçindeki para hırsı ve babasının ölümünden İngilizleri sorumlu tutmasıyla onlara karşı kendisine gizli bir portre çizdi. Elçilikteki herkes onu aptal, saf, kötülük düşünemeyen ve İngilizce tek bir kelime dahi bilmeyen biri olarak tanımıştı. Fakat görünenin ardında görünmeyen yatıyordu.


Elyesa, elçilikte çizdiği bu portre ve opera söylemesiyle büyükelçinin güvenini kazanmıştı. Kafasındaki planı uygulama zamanı geldiğinde Almanlarla irtibata geçerek onlara casusluk yapabileceğini ve belge başına 20 bin sterlin istediği söyleyerek teklifte bulundu. Teklif Almanlar tarafından kabul edildi.

Bazna’nın yapacağı iş, elçinin kasasının anahtarına ulaşmaktı. Tabii elçi anahtarı duştayken dahi boynundan çıkarmıyordu. Balmumundan yapılmış özel bir ağda ile banyoda elçinin sırtını ovalarken anahtarın ölçüsünü almayı başaran Bazna, bundan sonra kasadaki belgelerin fotoğraflarını çekmeye başladı.

ELÇİLİKTEKİ CASUS

Belgeleri satın alan Almanlar, Sovyetlere gönderilen askeri yardımlar, Britanya’nın kendi safında Türkiye’yi savaşa dahil etmek için uyguladığı baskılar gibi önemli bilgilere ulaşmıştı. Fakat Almanlar Bazna’ya tam anlamıyla güvenemiyor, onun İngiliz ajanı olduğunu düşünüyorlardı.

Ocak 1943’te Sofya’nın Müttefik kuvvetler tarafından bombalanacağı bilgisini sızdıran İlyas, Almanlar tarafından itibar görmemiş bunun sonuncunda da Almanlar büyük hezimete uğramıştı. Hatta Normandiya Çıkartması’nın planını dahi onlara teslim etmişti. O, artık güvenilir bir ajandı.

Sızdırılan bilgilerin farkına varan İngilizler, artık elçilikte bir casus olduğunun bilincindeydi. Bu sıralarda Alman konsolosluğunda Lena Kapp adında bir Amerikan ajanının ortaya çıkması Bazna’nın açığa çıkma olasılığını yükseltti. Casusluk sayesinde Almanlardan kazandığı 300 bin sterlinle birlikte Arjantin’e kaçtı.

NAZİLERİN OYUNU

Bu ortadan kaybolmanın ardından böyle aptal ve saf birinin nasıl ajan olabileceği, İngiliz Büyükelçi Hugesson tarafından şaşkınlıkla karşılandı.

Fakat İlyas Bazna’yı ummadığı bir durum bekliyordu. Almanların belgeler karşılığında ona verdiği paraların büyük bölümü sahteydi. Savaş sonrasında Naziler tarafından dolandırıldığı ve içine girdiği ölüm tehlikeleri için Almanya’ya dava açtı. Casusluğunda kazandığı paraya oranla çok küçük bir tazminat kazandı.

Hayatını ve yaşadıklarını “Ben Çiçero’yum” adını verdiği kitapta yazdı. Bir süre sonra Almanya’ya taşınmış ve orada kendisine bir maaş bağlanmıştı. Her anı tehlike dolu ama zevk duyduğu hayatı 66 yaşındayken son buldu.


 TÜRKİYE’YE HİZMETİ

İstihbarat tarihine adını ‘Yüzyılın ajanı’ olarak kazıyan İlyas Bazna, aslında bir Türk ajanı mıydı? MİT’in, 2002 yılında “Kuruluşunun 75’nci Yılı Anısına Milli İstihbarat Teşkilatı Tarihçesi” adlı yayımladığı kitapta bu sorular gündeme geldi. Eserde İlyas Bazna’nın Türk olduğu ve Türk istihbaratı adına hizmet verdiği yazılıyordu.

İlyas Bazna, Türkiye’nin Sovyetler kanadına çekilmesi için baskı yapılmasını açığa çıkartan belgeleri yine Almanlara satmıştı. Bunun üzerine Almanya, Müttefik devletlere nota vererek Türkiye üzerine uygulanan savaşa girme baskısını ortadan kaldırdı. Bazna, bu belgelerle Türkiye’nin rahat bir nefes almasını sağladı.

İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında Türkiye dış işlerinde denge politikası izlemişti. Savaşa dahil olmaktan kaçınan Türkiye, özveri ve vatan sevgisiyle dolu İlyas Bazna’yı çok yönlü kullanarak bilgiler sızdırdı. Savaşa etkin biçimde girmekten onun sayesinde kurtuldu.

Yorumlar

Popüler Yayınlar