MUHARREM İNCE’NİN YOL HARİTASI
Alp Ramazanoğlu |
Cumhuriyet
Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran Seçimleriyle
birlikte 9’uncu seçimini kaybetti. Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP, 24 Haziran Milletvekilliği
seçiminde %22 oy aldı. CHP’nin %25 bandında seyreden oylarında %3’lük azalma
yaşandı.
CHP’nin
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise %31 oy aldı. Partisinin Milletvekilliği
seçimlerinde aldığı oy oranından %9 daha fazla destek alan İnce, rahmetli
Başbakan Bülent Ecevit’in ardından en yüksek oyu toplayan “CHP lideri” oldu.
Ecevit, 1977 seçimlerinde %42 oy almıştı. İşte o yıllardan 2018’e tam 41 yıl
sonra CHP ilk kez %30 barajını geçti.
İnce
için, üzerine basa basa “lider” diyorum. 50 günde milyonları peşinden
sürükleyip CHP’nin 41 yıldır aşamadığı %30 barajını, yalnızca 7 haftada aşan
bir kişi, “CHP’nin lideri”dir.
CHP
seçmeni, Kılıçdaroğlu’nun sözde liderliğindeki Milletvekilliği seçimlerinde HDP
ve İyi Parti’ye yönelirken; CHP’li olmayan pek çok vatandaş ise
Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin adayı Muharrem İnce’yi tercih etmiştir. İşte
Kılıçdaroğlu ve İnce arasındaki fark tam olarak da budur!
Eğer
CHP, bu grafiği sürdürülebilir kılmak ve hatta bir iktidar yürüyüşüne
dönüştürülmek istiyorsa, yerel seçimlerin ardından genel başkanlık koltuğunu
İnce ile buluşturmak zorunda. Ben yerel seçimler tamamlanmadan CHP delegelerine
asla güvenmiyorum. Geçmiş kurultaylarda böyle bir lideri seçmek yerine
Kılıçdaroğlu ile devam etmeyi tercih etmiş, hem CHP’ye hem Türkiye’ye yıllar kaybettirmiş
kitleye ne denilebilir ki!
CHP
yönetimi ve delegeleri bugün yapılacak bir kurultayda İnce’yi partinin başına
getirmemek için büyük direnç göstereceklerdir. Zor da olsa bu dirençleri ancak
yerel seçimlerde alınacak bir mağlubiyetle kırılabilir. Neden mi?
KATI MEZHEPÇİLİK
CHP’deki
Alevi kesim, mezhepsel bir yaklaşımla genel başkanlarının bir Sünni olmasını
istemiyor. CHP gerekirse %10 alsın ancak yeter ki genel başkan bir Alevi olsun
anlayışındalar. Çünkü ‘Alevi’ Kılıçdaroğlu, kendi yönetiminde CHP’nin en önemli
görevlerinde kendi mezhebinden isimlere yer veriyor.
Bir
insanın Alevi veya Sünni olması hiç umurumda değil. Ancak yalnızca mezhebinden
dolayı partide üst kademelere getirilmesini kabul etmiyorum. O zaman CHP’nin ve
Alevilerin, eleştirdikleri diğer partiler ve Sünnilerden ne farkı kalıyor? Kılıçdaroğlu’nun
bu mezhepçi ideolojisine yalnızca bir örnek vereceğim:
Ben
Denizliliyim. Denizli’nin nüfusu 1 milyon 50 bin. Orada bir elin parmağını
geçmeyecek Alevi köyleri var ve inanın yerli Alevi nüfusun 50 bini bulması
mümkün değil. Ve Denizli’nin 24 Haziran Seçimlerinde CHP 1’inci sıradan seçilen
milletvekili Gülizar Biçer Karaca, bir Alevi… Tabii ki Karaca milletvekili
adayı olabilir. Ancak Denizli’nin nüfus yapısı ve adil temsili açısından, “ilk”
sıradan aday gösterilmesi demokratik değildir.
İstanbul’da
yaşayan, CHP İstanbul siyasetini takip eden ve Denizli’deki örneğin daha
fazlasını görmüş biri olarak, Kılıçdaroğlu’nun diğer pek çok il ve ilçede aynı
mezhepçiliği sürdürdüğüne eminim.
SÖZDE SOLCU ÖZDE KÜRTÇÜLER
Kılıçdaroğlu CHP’sinde parti yönetimlerinde etkili olan bir diğer grup ise solcu görünen gizli
Kürt milliyetçileri. Bu grup, CHP’ye
oy veren romantik tatlı su solcularını “barajı geçmeli” diyerek HDP’ye
yönlendirmekteler. Bir de muhafazakar kanattan gelen özünde Atatürk Devrimlerine son derece mesafeli isimler yer alıyor.
İNCE ÇİZGİ
24
Haziran Seçim sonuçlarının yankıları ve İnce faktörü, Kılıçdaroğlu’na sıkı
sıkıya bağlı kitlelerde bile değişim talebini doğurmaya başladı. Ne var ki şu
sıralar gidilecek bir olağanüstü seçimli kurultayda Kılıçdaroğlu’nun
kaybetmesini beklemek hayal olur.
Halihazırda
Türkiye’nin önünde yerel seçimler var. Partilerin değil yerel yönetici
adaylarının yarıştığı bir seçim öncesi İnce’nin CHP’nin başına geçmesi anlamsız.
Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin yerel seçimleri de kaybedeceği aşikar.
İnce
bu sürede kendisine teklif edilecek büyükşehir belediye başkan adaylığını asla
kabul etmemeli. Medyada yüzünü eskitmemek ve yıpranmamak için Cumhurbaşkanı ve
diğer liderlerle sert polemiklere girmeden, yurt gezilerine çıkmalı. Parti
tabanını ve vatandaşı kucaklamalı. Hayallerini ve projelerini anlatmalı.
Emin
olun Kılıçdaroğlu yerel seçimleri de kaybettikten sonra en fanatik delegelerine
rağmen, İnce gibi güçlü bir alternatif karşısında genel başkanlığı
sürdüremeyecektir. Yerel seçimlerin sonuna kadar Muharrem İnce’ye düşen; azim
ve sükunetle çalışmak, kendi ayağına gelecek genel başkanlık koltuğunu sabırla
beklemektir.
Sonrasında
kendini Cumhurbaşkanlığına, CHP kadrolarını ise iktidara hazırlamaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder