‘KEŞKELER VE İYİ KİLERİN’ TOPLAMIDIR HAYAT
Alp Ramazanoğlu |
Tercihler
yapar, bir yola gireriz. O seçimin getirdiği koşullar karşısında bazen “keşke”
bazen de “iyi ki” deriz. İnsanı hayatında mutlu veya mutsuz birey haline
getiren şey aslında bu ‘keşkeler ve iyi kiler’ arasındaki dengedir.
*
Hangi
yaşında olursa olsun hayatında yaptığı tercihler için “keşke” diyen bir insanın
mutlu olduğunu görmedim.
Okuduğu
üniversiteyle ilgili pişmanlıkları olan insanlar tanıdım. Henüz 20’li yaşların
eşiğinde veya hemen başında dahi olsa mutsuz olan… Seçtiği meslekle ilgili “keşke”
diyen dostlar tanıdım, daima yeni arayış içerisinde olan. Yanlış evliliklerin
hikayelerini dinledim, bitişiyle “iyi ki” denilen veya ‘keşke’ler arasında
devam ettirilen…
*
Tercihleri
için “keşke” diyen insan da “iyi ki” diyen insan da mutsuzluklar yaşıyor. Çünkü
hayat inişlerle çıkışlarla dolu bir yol bizler için. Ancak yaşamında
‘keşke’lerin hakim olduğu bir insan için mutsuzluk, adeta kronikleşiyor.
PEKİ YA BEN?
Kendi
adıma konuşacak olursam; yaptığım hemen hemen her seçimde, yakınlarımın ilk
anda olumsuz tepkileriyle karşılaştım. Onların da kendilerince haklı sebepleri
vardı belki… Ancak ben tercihimi uygulamakta kararlı oldum ve yaptım. Bunu
lisedeyken alan seçiminde de, üniversite öncesinde meslek seçiminde de,
evliliğimin arefesinde eşimle aldığımız İstanbul kararında da yaşadım.
Bugün
hepsi için “iyi ki” diyorum.
*
Mesleğini
çok seven; habercilikten, editörlükten başka bir iş yapmamış, yapmak istememiş
biri olarak; kendi memleketimin yerel basınındaki pespayeliğe daha fazla
tahammül edemezdim.
Haber
yazmayı bilmeyen, gazetecilikle ilgisi olmayan belediye basın daire
başkanlarına haber sundum. Mesleğimize tesadüfen adım atmış, cahil ama bir o
kadar da kibirli şeflere sabrettim. Çalışanının maaşını ödemek bir yana dursun,
haber için gönderdiği çalışanına yol parasını vermekten aciz yerel medya
patronlarına şahit oldum. İyi bir üniversite mezunu ve öz geçmişi olan editöre,
asgari ücret maaş teklif eden şoförlükten gazete patronluğuna gelmiş insanlar
tanıdım.
*
Bugün
o ‘yeniden İstanbul’ tercihimin sonunda Türkiye’nin en büyük medya
kuruluşlarından birinde, çok daha iyi şartlarda çalışıyorum. Yeni hedeflerle
gelecekte daha iyi noktalara gelmenin azmini ve umudunu taşıyorum.
Bugüne
kadar bana “iyi ki” dedirten tercihlerim inşallah bundan sonra da beni
utandırmayacak.
*
Hayatımla
ilgili, ileride “keşke” diyebileceğimi düşündüğüm tek bir kaygı taşıyorum. Geride
bıraktığımız ailemizle daha fazla zaman geçirememenin verdiği his, uzun yıllar
içinde hem bende hem eşimde pişmanlığa dönüşür mü? Eşim ve ailem içten içe beni
suçluyorlar mı? Bunu bilmiyorum. Maalesef bunu değiştirebilmek benim elimde
değil…
Ben
de yarattığı olumsuz duygulara rağmen galiba bir yanımı Denizli’de tutan da bu
düşünce.
Yorumlar
Yorum Gönder