ZAFER!

Alp Ramazanoğlu |


1699 Karlofça’dan bu yana fethettiği toprakları bir bir yitiren, savaşta kazansa da masada kaybeden Türk İmparatorluğu; anavatanını, Anadolu’yu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyaydı.

Ülke, dört bir yanı sırtlan sürüsü tarafından saldırıya uğramış yaralı bir arslan gibiydi. Leş yiyici sırtlanların unuttuğu bir şey vardı: Arslan yaralıydı, lakin ölmemişti.

Sevr denen paçavrayı dayatmışlardı Türklerin önüne… Bazı dahili bedbahtlar bu adi anlaşmayı imzalasalar da, millet vicdanında yırtıp atmıştı bu idam metnini.

Mustafa Kemal Paşa önderliğinde, “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” diyen Türk milleti; varını yoğunu, malını canını feda etmeye hazırdı.

ÖLÜM KALIM SAVAŞI

Tarih boyunca vatanseveri kadar vatan haini de bol olan Türklerin içinde, manda ve himaye yanlısı korkaklar da vardı. Türk ordusu hem içerideki hainlerle hem de düşmanla mücadele içindeydi.

Bu sıradan bir savaş değildi. Bir millet, asırlardır vatan bildiği, uğruna kanını döktüğü, can verdiği, kök saldığı topraklardan sökülüp atılmak isteniyordu. Bu bir varlık-yokluk mücadelesiydi.

Ancak bir türlü emellerine ulaşamıyorlardı. Türk milleti, ülkenin dört bir yanında destansı bir mücadeleyle, tüm mazlum milletlere örnek oluyor; zaferleri ardı ardına kazanıyordu.

Sevr Antlaşması'na göre yalnızca İç Anadolu ve Orta Karadeniz'den ibaret olan
Türkiye (Osmanlı Devleti)

 CEPHELER

Önce doğu cephesindeki savaş kazanıldı. Sevr Antlaşmasındaki Ermenistan ve Kürdistan hayalleri yırtıp atıldı. Ayrıca 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nde kaybedilen Kars, Ardahan, Iğdır, Artvin ve Oltu yeniden Türkiye sınırlarına dahil edildi.

Güney’de Kuvayı Milliye direnişi, Batı Cephesinde kazanılan başarılar ve usta diplomatik hamlelerle Maraş, Antep, Urfa gibi şehirler geri alındı. Hatay dışında sınırlar çizildi.

Geriye bir tek Batı Cephesi kalmıştı…



BÜYÜK TAARRUZ

Anadolu’nun Türk vatanı olmasını sağlayan Malazgirt Zaferi’nin 851’inci yıl dönümüydü. Tarih 26 Ağustos 1922 idi. Türk milleti, 8 buçuk asırdır yurdum dediği topraklarda önce esaret sonra sürülme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Bu tehlike ya bertaraf edilecek ya bertaraf edilecekti. Mustafa Kemal Paşa ve Türk milleti seçimini yapmıştı: “Ya istiklal, ya ölüm!”

Mustafa Kemal Paşa Kocatepe’de taarruz emrini verdi. Yılların hazırlığı, sabrı ve fedakarlığı artık zaferi müjdeliyordu. Harekat başladı. Yunan ordusu hatları beklenenden çok kısa bir zamanda çil yavrusu gibi dağıldı. Kemal Paşa emri vermişti: “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”

30 Ağustos’ta kesinleşen zafer yürüyüşü, 9 Eylül’de güzel İzmir’in geri alınmasıyla tamamlandı. Yunan ordusu ve Türkiyeli hain Rumlar, “Küçük Asya Felaketi” dedikleri hezimetlerini, Ege’nin serin sularına dökülerek yaşıyorlardı.

Büyük Taarruz Zaferi, önce Lozan Antlaşmasını sonra modern Türkiye Cumhuriyeti’nin müjdeleyicisiydi…


Başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını saygı, minnet ve şükranla anıyoruz.

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!

Yorumlar

Popüler Yayınlar