KOLTUK SEVDASI
Alp Ramazanoğlu |
2018 yılı, Türkiye’nin 2001 krizinden sonra
geçirdiği en zor yıl oldu. Vatandaşa yansıyan etkileriyle 2008 krizinin bile
ötesine geçti. Ekonomi yazarları 2019’un özellikle ilk 6 ay itibarıyla zor bir
yıl olacağında hemfikirler.
Türkiye bu zorlu atmosferin içerisinde yerel seçimlere
gidiyor. Böyle sıkıntılı günler yaşayan normal bir ülkede gözler iktidarın en
büyük alternatifi olan ana muhalefete çevrilir. Kamuoyu yoklamalarında ve
anketlerde oylarını artıran ana muhalefet, iktidarı tedirgin eder. Türkiye’de ise ana muhalefet partisinden, kendi
tabanı da dahil hiç kimsenin umudu yok.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, tüm politikalarını
“Erdoğan karşıtlığı” üzerinde şekillendiriyor. Erdoğan karşıtlığı ile CHP
tabanını konsolide ettiğini sanıyor. Sanıyor, çünkü küskün CHP’liler bu defa “her
şeye rağmen” diyerek sandığa gitmeyecekler… Onları sandığa götürecek,
heyecanlandıran adaylar da söz konusu değil.
AK Parti’nin Binali Yıldırım gibi ağır sıklet
adayına karşı Beylikdüzü dışında İstanbulluların bile tanımadığı tüy sıklet
Ekrem İmamoğlu’nu aday çıkarıp, İstanbul’u kazanacağına inanıyor. İşin daha
trajikomik yanı tabanın da buna inanacağını sanıyor.
Genel Başkan olduğundan bu yana 10 seçim kaybeden
Kılıçdaroğlu, ne Türkiye’de ne CHP tabanında bir umut zerresi dahi yeşertmiyor.
CHP’yi mezhepçi partiye dönüştürmesi yetmiyormuş gibi son yıllarda bölücü
partiyle işbirliği yapıyor. Her seçimi kaybedip, kendisini kazanan ilan ediyor.
24 Haziran’da oyu yüzde 25’ten yüzde 22’ye düşerken;
Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Muharrem İnce yüzde 31 oy olarak, son 40 yılın
CHP rekorunu kırıyor.
Bu sonuçlar üzerine Genel Başkan olmak isteyen İnce
ve onu destekleyen partililer, tasviye ediliyor. İnce’yi destekleyen Denizli,
Balıkesir gibi büyükşehirlerde İYİ Parti ile yapılan ittifak neticesinde
belediye başkan adayı çıkarılmıyor. Siz ona ittifak kapsamında anlaşma deyin, ben
“cezalandırma” diyorum.
Değişim talebinde olan partilileri koltuk sevdasıyla
suçlayan Kılıçdaroğlu, koltuğuna sıkı sıkı yapışmış durumda. Son cümle bile
Karadeniz fıkrası gibi...
Kılıçdaroğlu ve zihniyeti partiye egemen olduğu
sürece, AK Parti’nin seçim kaybedeceğini beklemeyin. Türkiye’de iktidar
değişiminin yolu CHP’deki Kılıçdaroğlu diktasının yıkılmasından geçiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder