BABACAN VE DAVUTOĞLU’NUN ŞANSI NE?

Alp Ramazanoğlu |


Türkiye’de merkez sol siyaset, 23 Haziran Seçimlerinden sonra adeta yeni yıldızlarını görücüye çıkarttı. Bu isimler sağ siyasetten gelen devşirme sol yıldızlar olarak belki de geleceğin Türkiye’sini devralacaklar: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş...

Peki oldukça hareketli günler geçiren sağ siyasette durum ne?

SAĞDA GELECEĞİN LİDERİ ARANIYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyaset sahnesinde aktif olarak yer aldığı sürece muhafazakar mahallede ve merkez sağda yeni bir lider çıkması zor. Partisi AK Parti, son derece yıpranmış yorgun düşmüş ve halk nezdinde büyük kopuşlar yaşamaya başlamış olsa da, Erdoğan toplumun bir kesimi için hala gerçek bir lider. Türk halkının önemli bir kısmı Erdoğan’ı ayrı bir yerde AK Parti’yi ayrı bir yerde değerlendiriyor.


Ancak şunu unutmamak lazım ki Sayın Erdoğan da bir fani. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası AK Parti’nin liderlik sorunu yaşayacağı aşikar. Ortada isimleri geçen Süleyman Soylu ve Berat Albayrak’ın sanıldığı kadar toplumda karşılığı yok. Açıkçası Berat Albayrak’ın hiç karşılığı yok.

KONDA’NIN DİKKAT ÇEKEN ARAŞTIRMASI

23 Haziran ve daha pek çok seçimi nokta atışı bilen KONDA’nın sahibi Bekir Ağırdır’a göre bugün AK Parti’nin çekirdek oyu yüzde 27-28’ler bandına gerilemiş durumda. Halk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bambaşka bir yere koyarken AK Parti’yi, yaşanan tüm olumsuz gelişmelerden sorumlu tutuyor.

Anketleri ve araştırmaları sonrasında Sayın Bekir Ağırdır, AK Parti ile ilgili dikkat çeken şu yorumda bulunuyor: “AK Parti’nin kendini toparlaması çok zor, çünkü felç oldu.” Bekir Ağırdır’ın analizlerini ve KONDA araştırma sonuçlarına ulaşmak için internetten “KONDA Bekir Ağırdır yazarak”, bu önemli değerlendirmeleri yayınlayan haber sitelerine erişebilirsiniz.


Görünen o ki AK Parti, Erdoğan sonrası dönemde tıpkı Demokrat Parti, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti gibi tabela partisine dönüşecek. Partinin gelecekteki yöneticileri, az sayıdaki üyeleriyle çay içip, ülkeyi çok uzun bir dönem yönettikleri bu günleri özlemle yad edecekler…

AK PARTİ 3 PARÇAYA BÖLÜNÜYOR

AK Parti’den istifa eden Ali Babacan merkez sağda yeni parti hazırlıkları yapıyor. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ise hala AK Parti üyesi, ancak o da parti kurma çalışmaları yürütüyor.

Birçok analist Babacan’ın merkez sağın yeni lideri olacağını düşünürken Davutoğlu’na şans vermiyor. Başımıza “Yeni Osmanlı olacağız” diyerekten milyonlarca mülteciyi bela eden Davutoğlu konusunda haklılar. Zira Türk toplumu da Suriyeliler meselesinde en fazla Ahmet Davutoğlu’nu suçlu görüyor. Üstelik ‘halkın seçtiği son başbakan’ olarak koltuğunun nasıl elinden alındığı ve buna nasıl savunmasız kaldığı hala hafızalarda…

Gelelim Babacan’a… Ben pek çok siyasi analist ve gazetecinin aksine Ali Babacan’ın da sağın yeni lideri olacağını düşünmüyorum. Selef Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün desteğiyle kuracağı parti, AKP’den ne kadar uzağız imajı verse de halk bunu yemiyor. 2002 AK Parti’si gibi liberallerden eski solculara geniş bir kesime hitap etmeye çalışıyorlar. Lakin herkes Türkiye’nin getirildiği noktada onların sessizliğini ve karşı çıkmayışını unutmuş değil.

BLOKLAR ARASI GEÇİŞTE KRİTİK ROL

Şu an Türkiye, 51-49’luk iktidar ve muhalefet cephesi olarak karpuz gibi ortadan ikiye ayrılmış durumda. Muhalefet bloğu ve medyası yüzde 1-2’lik yer değiştirmenin kendilerini iktidara taşıyacağını bildiği için Gül, Babacan ve Davutoğlu’nu, yeni parti konusunda yapılan haberler ve oluşturulan algıyla cesaretlendiriyor. Özellikle Babacan cephesi toplumda büyük bir karşılık bulacağını ve heyecan uyandıracağına ikna edilmiş durumda. Peki gerçek öyle mi?

Gül, Babacan ve Davutoğlu’nun, muhalefet bloğundan oy alması çok çok zor. CHP’den ise imkansız. Gül ve Babacan ile Davutoğlu’nun kuracağı partilerin ana hedef kitlesi AK Parti seçmeni… Her iki oluşumda eğer başarabilirlerse İYİ Parti ve HDP tabanında oy almaya çalışacak ki bu da kolay görünmüyor. Çünkü kutuplaşma hadsafada…


AK PARTİ SEÇMENİNİN İKİ İSME BAKIŞI

AK Parti seçmeninin Gül-Babacan ikilisi ve Davutoğlu hakkındaki düşünceleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı noktada. Yani yapılan hamleyi ‘Sırtından hançerleme ve ümmete ihanet’ olarak görüyorlar.

Gül-Babacan ikilisi ve Davutoğlu, siyasette ulaştıkları makamları kendi başarıları ve maharetleri olarak görse de AK Parti tabanı bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın lütfu olarak algılıyor. Onlara göre; Erdoğan’ın liderliği ve mücadelesi olmasaydı ne Gül Cumhurbaşkanı, ne Davutoğlu Başbakan ne de Babacan bakan olabilirdi.

AK Parti tabanı adeta Erdoğan’ı güneş, bu saydığım isimleri onun ışığından faydalanan gezegenler olarak görüyor.

İşte bu nedenlerle Davutoğlu’nun da Babacan’ın da başarılı olamayacağını düşünüyorum. Tabii parti kurduklarında alacakları yüzde 1 ila 7 arasındaki oy oranını başarı sayacaklarsa orasını bilemem.


SAĞ KÖKENLİ MERKEZ SOL İKTİDARI

Yüzde 51-49’a kamplaşmış siyasette, AK Parti’nin bölünmesiyle yeni partilere kayacak yüzde 2’lik bir dilim dahi, CHP’yi iktidara taşır. Davutoğlu ve Babacan’ın kuracağı partiler iktidar olamayacak ama iktidarı değiştirecek.

CHP, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerini sağ kökenli adaylarla kazandı. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş toplumun her kesimlerinden oy almayı başardı. Yerel seçimlerde kazanılan İstanbul ve Ankara, CHP’nin Türkiye genelindeki iktidar yürüyüşünde önemli bir staj olacak. 


Burada elde edilecek başarı veya başarısızlık her şeyi belirleyecek. İki Büyükşehir Belediye Başkanından hangisinin yıldızı daha fazla parlarsa CHP’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısındaki Cumhurbaşkanı adayı o olacak.

31 Mart’tan ve 23 Haziran’dan bugüne geçen kısa süredeki performansları değerlendirdiğimde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı bir adım önde görüyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar