KUZEY SURİYE TOPRAKLARINDA “BARIŞ PINARI” ÇAĞLIYOR

Alp Ramazanoğlu |



“Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.”

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türklük ve Türkçülük ile ilgili söylediği sayısız özel sözden bana göre en iyisi bu ifadelerdir.

Milletimden ümidi keseceğim anda Atamızın bu sözü gelir aklıma…

Onlarca devlet kurup, yıkmış, 15 büyük imparatorlukla bölgesel güç olmuş, 16’ncısı ve en büyük imparatorluğu Osmanlı ile 6 asır hüküm sürmüş, 2,5 asır ise dünyanın tek süper gücü olmuş bir tarihin evladı olduğumu hatırlarım.

O millet ki, en zayıf anında dünyanın en büyük güçlerini Çanakkale’nin serin sularına gömdü. O millet ki, topraklarının dört bir yanı düşman işgaline uğradığında verdiği Kurtuluş Mücadelesiyle ilelebet payidar kalacağını canıyla, kanıyla kabul ettirdi. Binlerce yıllık devlet geleneğini yeni bir rejimle Cumhuriyetle sürdürdü.

O millet ki, Kıbrıs’ta soydaşlarının katledilmesine müsaade etmedi. Ambargolara, tehditlere, dayatmalara rağmen soydaşlarını kurtardı. Ata yadigarı Kıbrıs’a yeniden şanlı bayrağını dikti.

Büyük Türk Ordusu, milletinin desteğiyle bugün yine böyle bir mücadelenin içerisinde… Sınırlarının yanı başında oluşturulmak istenen terör devletini engellemek için askeri harekat gerçekleştiriyor. Fırat Kalkanı ile başlayan Zeytin Dalı ile taçlanan Kuzey Suriye operasyonları Barış Pınarı ile devam ediyor.

Ve dünya, tarihte birçok kez şahit olduğumuz gibi karşımıza dikilmiş durumda. Yine dünyanın en büyük güçlerine meydan okuyarak bir “beka harekatı” gerçekleştiriyoruz.

DÜNYADAN TEPKİLER: TÜRKİYE’NİN YALNIZLIĞI

Bu harekat vesilesiyle, Türkiye’nin dünyadaki yalnızlığını görmüş olduk.

ABD’nin, Avrupa Birliği’nin, İsrail’in tepkisi Çin, Rusya ve İran’ın mesafeli yaklaşımı, Arap dünyasının alıştığımız ihaneti şaşırtmıyor bizleri.

Ancak uğruna İsrail ile düşman olduğumuz, dünyayı karşımıza aldığımız Filistin’den gelen tarafsızlık açıklaması bir hayli üzdü Türk halkını. Türkiye, 103 yıl önce olduğu gibi bir kez daha Filistin halkı tarafından sırtından hançerlenmiştir. Türk hükümeti, daha evvel sözde Ermeni Soykırımına da sıcak bakan Filistin’e yönelik koruyucu politikalarını gözden geçirmeli.

Öte yandan Balkanlarda daima destek verdiğimiz Kosova, Arnavutluk ve Bosna-Hersek; Ata yurdumuzdaki soydaşlarımız Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan; vatanları için binlerce şehit verdiğimiz Güney Kore, yine asker gönderdiğimiz ve sayısız insani yardımda bulunduğumuz Afganistan ve Afrika ülkelerinin sessizliği hayal kırıklığı yarattı bizlerde.

Türkiye’ye açıkça destek veren kardeşimiz Azerbaycan ile dost Pakistan ve Katar’a ise müteşekkiriz. Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi kınamasını tek başına veto eden, ancak Almanya ve Fransa’nın baskısıyla vetosunu çekmek zorunda kalan Turani kardeşimiz Macaristan’ın bu önemli duruşunu unutmayacağız.

Efsanevi Boşnak lideri Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi “Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”

BATI’NIN ÖFKESİ

IŞİD bahanesiyle güney sınırlarımızda bir PKK-PYD devleti kurmak isteyen Batı, tıpkı Sevr planlarının yok edildiği gibi “PKKİSTAN” hayallerinin yakılıp yıkılmasına öfkeyle izliyor.

Sadece izliyor, ordumuzun karşısına çıkabilecek güçleri ve cesaretleri yok. Anca terörist taşeronları için kamuoyu oluşturmaktan, ekonomik yaptırımlarla tehdit etmekten başka da çareleri yok.

İkiyüzlü Batı, IŞİD’e karşı savaşan tek devletin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bilmesine rağmen PKK operasyonu sonrasında IŞİD’in yeniden güç kazanacağından endişe ettiğini söylüyor. Türkiye’nin, IŞİD’i Fırat Kalkanı’nda yerle yeksan ettiğini bilmelerine rağmen PKK-PYD’nin imha edilişini kendi yarattıkları IŞİD’le korkutarak durdurmaya çalışıyor. Ama onlar da biliyor, Zeytin Dalı’nda olduğu gibi Barış Pınarı da kendileri için hüsran ile sonuçlanacak.

Türk Ordusu’nun sivil hassasiyetine karşın ilk 4 günde kaydettiği ilerleme ve imha ettiği teröristler dünyayı şaşkına çeviriyor. Çünkü PKK, kendisine verilen silahlarla pek çok Avrupa ülkesinin ordusundan daha güçlü ve donanımlı hale getirilmişti. Bu silahlara rağmen Türk Ordusu’na karşı bir meydan muharebesi cesareti gösteremiyor. 40 yıldır olduğu gibi kahpece arkadan vurarak, sivillere saldırarak, gerilla taktiğiyle karşı koymaya çalışıyor. Şanlı Türk Ordusu ise misliyle karşılığını veriyor.

30 bin TIR silah yardımı yapılan PKK-PYD’nin Türk Ordusu’nun karşısına çıkamaması Batı’da derin bir hayalkırıklığı yaratıyor.

Bir parantez de Suriye Milli Ordusu (SMO) için… Türkiye’de savaşabilecek yüz binlerce Suriyeli erkek, vatanlarının geri alınmasını korkakça izlerken SMO mensupları, Türk Ordusu’nun desteğiyle kahramanca mücadele ediyor. Hangi dünya görüşüne sahip olurlarsa olsunlar, toprakları için mücadele eden bu insanları takdir ediyorum. İnşallah onların bu mücadelesi ve cesareti, Türkiye’de kendisini nargileye vermiş korkak Suriyelilere de örnek olur.

BİRLEŞEN VE BÜTÜNLEŞEN TÜRK MİLLETİ

Dünyada ve Kuzey Suriye’de gelişmeler bu yönde ilerlerken, içeride ise Türk milleti ne düşünüyor? Milletimizin en önemli özelliği olan vatan meselelerindeki birlik ve bütünlük tam manasıyla sağlanmış durumda. Türk Ordusunun en önemli destekçisi yine Türk milleti…

PKK’nın arka bahçesi haline gelmiş Kürtçü Türkiye Solu ve buna bağlı meslek kuruluşları dışında Barış Pınarı Harekatı’na karşı duran hiç kimse yok. Zaten bu kesimler Türkiye’nin daima karşısında ve ihanet içerisinde oldukları için şaşırtmıyorlar. İçişleri Bakanlığımız ülke genelinde bu hainlerle başarılı bir şekilde mücadelesini sürdürüyor.

Siyasilere gelince… HDP bildiğimiz gibi PKK’nın siyasi uzantısı olarak yapması gereken her türlü ihanet görevini yerine getiriyor.

CHP, son dönemde etkisi altında olduğu Kürtçü Sol’a rağmen kuruluşundaki Kemalist genlerle bu harekata sahip çıktı. Partide Kılıçdaroğlu sayesinde yer bulan Kürtçü zihniyetin tüm tepkilerine rağmen Milliyetçi-Ulusal söylem galip geldi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi, ordusunun yanında yer aldı. Kılıçdaroğlu’nun çevresini saran sözde Atatürkçü özde Kürtçü hain bünyeler bu destekten rahatsız olsa da CHP’nin tabanı memnun. Partinin gerçek sahipleri ve oy verenleri olan Atatürkçüler/Ulusalcılar desteğin daha da artmasını bekliyor.

MHP, İYİ Parti ve Vatan Partisi kendilerinden bekleneni yaptılar. Verdikleri sağlam destekle ordumuza moral ve kuvvet aşıladılar. Saadet Partisi de Milli Görüş’ün gereği gösterdiği milli duruşla kendisine yakışanı yaptı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye gelince, ister siyasi oy kaygısıyla ister gerçekten vatan ve millet için niyetleri ne olursa olsun çok büyük bir iş başardılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; 1970’lerde Bülent Ecevit’in, 1920’lerde Mustafa Kemal Atatürk’ün, 19’uncu yüzyılda Sultan İkinci Abdülhamid’in yaşadığı olağanüstü dış baskılara ve tehditlere maruz kalıyor. Erdoğan, tıpkı bu büyük kahramanlar gibi dik duruyor, Türkiye’nin bekası için mücadele veriyor.

Niyet okuyuculuğunu bırakalım; ister oy için isterse vatan için dirensin; yaptığına odaklanalım.

Onun liderliğinde Türk Ordusu ve Türk Milleti’nin gösterdiği dik duruş ve bütünlük, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzyılını kurtardı. 

Allah kıyamete dek devletimize, ordumuza ve milletimize kuvvet versin.

Yorumlar

Popüler Yayınlar