SÖZ NEHRİNDEN KALP DENİZİNE

Alp Ramazanoğlu |



Necip Fazıl Kısakürek… Her ne kadar zıt görüşlere sahip olsam da şairle; sanatın birleştiriciliğinin gerçekliğini yaşıyorum adeta... Belki de buna sığınıyorum.

Şiirin büyüsüne kapılıyorum. “Kaldırımlar”daki her kelime, sanki ilk kez okumuşçasına hayranlık uyandırıyor, duygu çeperlerimde. Liseden bu yana ezberimde olan şiiri her okuduğumda, yeni bir hissiyatı keşfediyorum. Metinden okuduğumda ise kelimelerin yeni bir derinliğini seziyorum.

Ve birbirini takip eden yılların her sonbaharında “Kaldırımlar Şairi”nin bu muhteşem eseri söz nehrimden kalp denizime dökülüyor.

Yalnızlığın, koca bir şehirdeki kimsesizliğin gamı, kederi ve bir o kadar asil bir o kadar vakarlı duruşu düşüyor aklıma.

İstanbul’daki ilk yılımdaki yenilmişliğime kardeş, yalnızlığıma yoldaş olan o kelimelerin bana verdiği umudu hatırlıyorum. Karamsarlığın şiiri umut olur mu? Eğer kimsesizliğinizi pay ediyorsanız o kelimelerle, hissiyatınızda yalnız olmadığınızı anlıyorsanız eğer; o gri siyah hislerin şiiri size umut da olur, cesaret de…

Her güz, önce aklıma sonra dilime düşen Kaldırımlar, zor zamanlarımı anımsatan; bugünüme, sahip olduklarıma, eşime, oğluma ve sımsıcak yuvama daha bir minnetle şükretmemi sağlayan hisler okyanusunun adıdır.

Necip Fazıl Kısakürek’in edebi şahsiyetine saygıyla…

KALDIRIMLAR I

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...

N.F.K.

Yorumlar

Popüler Yayınlar