MEĞER ‘O SENE BU SENE’ İMİŞ!
Alp Ramazanoğlu |
Önceki
gün Düşünce Sahnesi için yeni bir yazı kaleme alacaktım ve yazımın konusu da
belliydi. Ancak bir gün sonra Kıtalararası Derbi vardı, yazıyı bekletme kararı
aldım. Olası bir galibiyetin sonunda bu maçı yazacaktım.
Açıkçası
bu bekleyiş, öyle iddialı bir hareket değil bir temenniydi. Her sene olduğu
gibi arkadaşlarımızla yaptığımız derbi öncesi sohbetlerde genel kanı ‘O sene bu
sene değil’ fikrinde birleşmekti.
Çünkü
Galatasaray, her ne kadar son 6 maçını kazansa da rakipleri ligin ilk 10
sırasının altında yer alan takımlardı. Üstelik Cimbom ligin ilk yarısına oranla
toparlansa da hala şampiyonluğu müjdeleyecek iyi bir futbol sergileyemiyordu.
Bir de bunun yanına ‘Kadıköy laneti’ vardı. Fenerbahçe’ye göre nispeten daha
iyi oynadığımız nice maçları saçma sapan hatalar ve kaçan goller sonucu
kaybediyor veya berabere kalıyorduk. Bu sezon ise son haftalardaki galibiyet
serisi neticesinde Fenerbahçe karşısına 4 puan önde çıkacaktık. Bu nispi
rahatlık, maçta tam konsantre olacak rakibin yanında bir dezavantaja neden
olabilirdi.
Fenerbahçe
cephesi ise hemen her sene olduğu gibi yine bir Galatasaray maçı öncesi krize
girmişti. Bu maç Başkanlarından teknik kadrosuna ve oyuncularına, onlar için
bir çıkış ve rüştünü ispat etme fırsatı olacaktı. Son maçlarda kazanamasalar da
diğer büyük rakiplerine karşı yılların getirdiği bir ‘derbi kazanma’
gelenekleri vardı. Oynadıkları ve kaybettikleri son büyük maç olan Trabzonspor
deplasmanında bile iyi oynamışlardı. Alanyaspor’a karşı hakem faciasıyla
berabere kalmışlar, son Ankaragücü deplasmanında ise çok kötü oynayarak
kaybetmişlerdi. İşte bu nedenle Galatasaray derbisi onlar için ‘ya tamam ya
devam’ anlamını taşıyordu.
2020 FAKTÖRÜ
İki
takımın içinde bulunduğu koşullar özetlediğim şekildeydi ve yine bir hayal
kırıklığı yaşamamak için umut etmemeyi tercih ediyordum. Ta ki son 2 saate
kadar… Yakın arkadaşım ve iyi bir Fenerbahçe taraftarı olan Türker, “Derbi
sonucu ne olur?” diye sordu. Dedim ki, “2020, hem Türkiye’de hem dünyada daha ilk
2 ayında çok olağandışı şeyler yaşattı. Ne Kadıköy büyüsü ne Yusuf Fahir Baba,
galiba o sene bu sene” dedim. Derbiden günler önce Fenerbahçe’nin favori
olduğunda hemfikirdik. 2 saat öncesine geldiğimizde ise Galatasaray’ın
kazanacağı tahmininde birleştik.
MAÇTAN ÖNE
ÇIKANLAR
Fenerbahçe
taraftarının derbinin hemen öncesinde açtığı dev pankart “Seni de seni seveni
de sevmiyoruz” ifadesi, bir nefret suçuydu. Birimizin babası, birimizin oğlu,
birimizin eşi, birimizin kardeşi birimizin en yakın arkadaşı Galatasaraylı veya
Fenerbahçeli… Bu pankart, Türkiye’deki kutuplaşma söyleminden en fazla şikayet
eden camialardan olan Fenerbahçe’ye hiç yakışmadı. Umarım, TFF tarafından cezai
işlem başlatılacaktır.
Gelelim
derbiye... İlk düdük çalar çalmaz, Galatasaray sahaya geniş yayılımı ve bulduğu
net fırsatlarla çok iyi başladı. Kaçan yüzde yüzlük 3 pozisyon “Acaba yine
Yusuf Fahir Baba modu açıldı mı?” dedirtti. Bir de şutu ve pozisyonu olmayan
Fenerbahçe’nin kalemize ilk gelişinde penaltı kazanması, 20’nci dakikada golü
yapması ‘Mod’ un açıldığının işaretiydi.
Ancak
Galatasaray, yediği gole rağmen sakin kalıp maçın başındaki oyununu devam
ettirdi. Bu, önceki yıllarda pek rastlanan bir şey değildi. Pozisyon ve oyun
üstünlüğünü bırakmayan Cimbom 40’ıncı dakikada ‘Mod’u Donk ile kapattı. İlk yarı
1-1 sona erdi.
Galatasaray, ikinci yarıda da oyunun
hakimiydi. Ali Sami Yen’deki derbilerinde bile maça bu kadar hakim Galatasaray
izlememiştik. İyi oyun, 80’de Falcao’nun penaltısı ve uzatmalarda maçın
yıldızlarınan Onyekuru’nun golleriyle bir zafere dönüştü.
Galatasaray
90+13 dakika boyunca baştan sona üstün götürdüğü derbiyi 1-3 kazanarak 20
yıllık özlemi bitirdi. Fenerbahçe’nin son yıllarda Galatasaray karşısında
elindeki tek üstünlük olan ‘Kadıköy yenilmezliği’ serisi de sahanın çimlerine
gömüldü.
DERBİNİN ARDINDAN
Galatasaray’a
karşı Kadıköy’de yenilmezlik serisini korumak Fenerbahçe’de büyük stres
yaratıyordu. ‘Acaba yenilgi bizim dönemimize denk gelir mi’ kaygısı yönetim,
teknik ekip ve futbolcuların şampiyonluğa odaklanmasının bile önüne geçiyordu.
Bu
nedenle son yıllarda Fenerbahçe-Galatasaray derbileri kısır bir hale gelmişti.
Galatasaray’ı sahalarında bu sezon dahil 4 yıldır yenemez oldular. Geçen yıl
hakemin skandal kararıyla alabildikleri 1 puanı bile taraftarlar Samandıra
tesislerinde kutlamıştı.
Fenerbahçe
için bu yenilgi hayırlı olabilir. Onlar “Biz size Kadıköy’de şu kadar yıldır
yenilmiyoruz” derken Galatasaray lig, kupa, süper kupa ayırt etmeden tüm
kulvarlarda şampiyonluk yaşıyordu. Üstelik Kadıköy’de 0-0 berabere kaldığı
maçın ardından şampiyonluk kupasını kaldırmıştı.
Galatasarayımıza
gelince… 20 yılın ardından gelen galibiyet büyük bir sevinç yarattı.
Fenerbahçe’ye karşı üzerimizde kalan tek psikolojik dezavantajda yıkıldı.
Ve
alınan 3 puan, şampiyonluk iddiamızı artırdı. Yaşayan efsane Fatih Terim önderliğinde gözlerimiz mayıs ayına çevrildi. Şimdi
üst üste 3’üncü şampiyonluğu istiyoruz.
#Hedef23!
#Hedef23!
Yorumlar
Yorum Gönder