BAHAR KALKANI

Alp Ramazanoğlu |


İdlib operasyonu; resmi adıyla Bahar Kalkanı Harekatı...

Suriye’nin kuzeyine düzenlediğimiz dördüncü harekat. Bu operasyon Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatları gibi değil. Bu bambaşka bir şey...

Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları bir beka meselesiydi. HDP hariç bütün Türkiye, bu harekatların zorunlu olduğunu, bir istikbal meselesi haline geldiğini çok iyi idrak etmişti. Sınırımızda IŞİD tehlikesi Fırat Kalkanı ile bertaraf edildi. PKK/YPG ihanet koridoru Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarıyla parçalandı.

3 harekat Türk vatanı için elzemdi, terör örgütlerine karşı yürütüldü ve şükürler olsun destan yazıldı. Bu harekatlar doğrudan Türkiye’nin meselesiydi... İdlib, Bahar Kalkanı ise bambaşka... 4 milyon mülteci gelecek diye söylenen bahaneleri kulak ardı edin. Bu mesele o insanlar sınıra yığılmadan çok daha barışçıl bir şekilde çözülebilirdi. Hala da geç kalınmış değil; kurulacak uzlaşma köprüleriyle masumlar evlerine dönebilir. Yeter ki, cihatçı sevdasından vazgeçilsin.

2011’den beri İhvancı saiklerle sürdürülen Suriye politikasını eleştirecek onlarca haklı neden var. Hele ki İdlib meselesinde, ‘bambaşka’ kelimesinin altını dolduracak daha yüzlerce söz var... 

Birilerinin tükenmek bilmeyen siyasi ihtirasları ve boş hülyalarından vazgeçmesi için dua ediyoruz. Muhalefetimiz ordumuza değil, verdikleri her mücadelede yüreğimiz askerimizle çarpıyor. 


İdlib bataklığında; kahraman ordumuzun her mensubunun ülkemize zaferle ve sağ salim dönmeleri için dua ediyoruz. 

Atatürk, Birinci Dünya Savaşı’ndaki Arap ihanetinde şehit olan askerlerimizin ardından şöyle demişti: “Türk çocuğu, artık Arap çölleri için kanını dökmeyecek.” 

Aradan geçen 102 yıl sonra yine Arap çölleri için Türk çocuğuna kıymayın efendiler!

Yorumlar

Popüler Yayınlar