EVİNDE KAL TÜRKİYE
Alp Ramazanoğlu |
2019’un
Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkmıştı yeni tip koronavirüs
(Kovid-19) salgını.
Önce
Çin geneline, ardından Uzak Doğu’ya yayılan Kovid-19, kısa zaman içerisinde tüm
dünyayı esir aldı.
Resmi
açıklamaları baz alırsak Türkiye, mart ayında ilk vakalarını ve ilk ölümlerini
bildirdi.
Vaka
ve can kaybı sayımız maalesef geride kalan her gün artıyor. Çin’in ocakta Güney
Kore, İtalya ve İran gibi ülkelerin şubatta yaşadığı seferberlik sürecini
Türkiye olarak içinde bulunduğumuz ayda tecrübe ediyoruz.
Vakalarla
geç karşılaşmış olmanın bir avantajına sahibiz. Önümüzde bizden önce Kovid-19
tehdidini yaşayan ve iki zıt tavır alan ülke var: Güney Kore ve İtalya… İşi
başından itibaren sıkı tutan Güney Kore’nin nasıl başarılı olduğunu, İtalya’nın ise nasıl bedeller ödediğini
gördük, görmeye devam ediyoruz.
TEDBİR HER
ŞEYDİR
Türkiye
önündeki iki modele kıyasla devlet ve millet olarak ne çok sıkı önlemler alıyor
ne de boşvermiş durumda. Ortada bir yerlerdeyiz. Hepimizin zihninde “İtalya
olur muyuz?” korkusu var.
Hafta
sonu, özellikle de cumartesi günü gördük ki; en yoksul ve az eğitimli
mahallelerimizden en zengin ve eğitimli semtlerimize kadar Türk halkı durumun
ciddiyetinde değil. Devlet, hassasiyet ve tedbir konusunda önemli tedbirler
alsa da, bu önlemler halk nazarında karşılık görmemiş.
Vatandaşın,
özellikle de yaşlıların bu vurdumduymazlığına karşı hükümetin ve belediyelerin
getirdiği yeni yasaklar, medyanın kural tanımazlara karşı takındığı agresif
haberler sonuç vermeye başladı.
Bugün
İstanbul gibi -değil Türkiye’nin- Avrupa’nın en büyük metropolünde trafik
yoğunluğu yüzde 17’lere düşmüşse umut var demektir.
Eğer
devletçe ve milletçe aldığımız önlemler, sosyal farkındalığımız bu şekilde
artarak devam ederse Güney Kore gibi Kovid-19’a karşı başarıyla anılan
ülkelerden biri olabiliriz.
Dünyanın
başına bela olan Kovid-19 pandemisinden, hangi yaşta olursa olsun daha fazla
insanımızla sağ salim kurtulmak istiyorsak; evimizde kalmalıyız.
Dışarıda
çalışmak zorunda olan vatandaşlarımız hariç, hiçbirimiz yaşamsal
ihtiyaçlarımızı karşılamak dışında çıkmayacağız.
Evet
sıkılabiliriz ama; hapiste değiliz, esir değiliz, evimizdeyiz. Evimizde,
ailemizle, en sevdiklerimizde ve bizi en fazla sevenlerle…
Yaşamak
ve yaşatmak için EVİNDE KAL TÜRKİYE!
Yorumlar
Yorum Gönder