BOĞAZİÇİ

Alp Ramazanoğlu |


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu’yu ataması elbette hukuki zemin içerisinde bir görevlendirme.

Ancak Bulu’nun AK Partili kimliği ve bunun yanında Boğaziçi Üniversitesi akademik kadrosu dışından atanması ise kesinlikle etik değil.

Her hukuki durum, etik gerçeklikle bağdaşmayabilir. Bu ahlak felsefesinin bir alanı olduğu gibi Türkiye’nin son dönem yaşadığı gerginliklerin de bir konusu.

Bu bağlamda öğrencilerin atamayı bir kayyum olarak nitelendirmesi hukuki olmasa da içerisinde ahlaki gerçekliği ve meşruiyet sorununu barındırmakta.

Bulu’nun hem öğrenciler hem de akademik kadro tarafından bu kadar istenmemesine karşın koltukta kalma inadı, Bulu hakkındaki intihal iddiaları sonrası, YÖK’ün Bulu’ya ait tezleri erişime kapatması, Türkiye’deki liyakat sorununun en bariz örneği.

Gelelim tıpkı Gezi olaylarında olduğu gibi Boğaziçi eylemlerinin de haklılığına gölge düşüren gruplara…

Ortak bir zeminde oluşan muhalefet içerisinde her türden görüş ve düşünceye sahip insanlar varken; bazı art niyetli zararlıların halaylarıyla, terör örgütlerinin paçavralarıyla ve lgbt flamalarıyla yaptıkları fiiller, iktidarın ekmeğine yağ sürüyor.

Peki öğrenciler, bunu engelleyebilir mi? Daha doğrusu engelleme güçleri var mı? Tabii ki hayır. Bir demokratik protestoda terör unsurlarıyla, masum grupları birbirinden ayırmak en başta hükümetin görevi.

Hükümet, istihbarat ve kolluk kuvvetler aracılığıyla bu ayrımı yaparsa, Boğaziçi öğrencilerinin doğal olarak barışçıl bir yapıya bürünecek protestolarındaki haklılığı, net bir şekilde ortaya çıkacak.  

Ama hükümet bunu neden yapsın ki… Provokatör grupların pislikleri, haklı protestoları kirletirken yapılan liyakatsiz atamaları da bir güzel gölgelerken neden yapsın?

Tüm öğrencileri terörist ilan ederek Türkiye’nin yüz akı Boğaziçi Üniversitesi’ni şeytanlaştırmak, ülkenin gerçek gündemi olan ekonomik sorunları perdeliyor nasılsa…

İktidar bloğu için tam bir kazan-kazan olayı daha…

Muhalefet partileri ise yaptıkları ve yapamadıklarıyla söyledikleri ve söyleyemedikleriyle son dönemde toplum nezdinde artan desteklerini korumak istiyor. Umarım ivme kazanan oylarını, Boğaziçi eylemlerinde oluşabilecek bir yol kazasına kurban vermeden devam ettirebilirler.

Çünkü Boğaziçi ve diğer üniversitelerdeki liyakatsiz atamaların ve memnuniyetsizliğin önüne geçecek en etkili ve en demokratik yol Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak olacak.

Yorumlar

Popüler Yayınlar