AMİRALLER VE AKŞENER’İN TEPKİSİ

Alp Ramazanoğlu |


Türkiye bir haftayı aşkın süredir emekli 104 amiralin bildirisini konuşuyor. Açık ve net bir şekilde düşünce özgürlüğü olan metin, iktidar ve ortakları tarafından bir muhtıra olarak değerlendirildi. Halbuki amirallerin açıklama metninden birkaç gün önce de 126 emekli diplomat benzer bir bildiri yayınlamıştı.

Çok tartışılan emekli amirallerin bildirisinde;

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin Türkiye için kritik önemi ve sözleşmeye bağlı kalınması gerektiği vurgulanıyor.

Sarıklı amiral skandalı sonrasında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin irtica tehdidi altında olduğu hatırlatılıyor. Buna karşı önlem alınması gerektiği belirtilerek; ismi anılmadan FETÖ darbe girişiminin ülkeye ödettiği ağır bedellerin bir yenisinin bu kez başka bir cemaat tarafından yapılabileceği endişesi dile getiriliyor.

Atatürk’ün adının silinmeye çalışıldığı bir buhran döneminde Atatürkçülüğe vurgu yapılarak; Silahlı Kuvvetlerin ve Türk toplumunun bu ilkelere bağlı kalmasının ne derece önemli olduğunun altı çiziliyor.

PARANOYA

Açıklamanın içeriğindeki haklılığa iktidar çevreleri dahil kimse itiraz etmiyor. Yazının usulüne takılmış durumdalar. Bildirinin gece yarısı yayımlanmasından ve ‘Yüce Türk milleti’ ifadesiyle başlamasından dolayı bir muhtıra ve darbe havası estiriyorlar. Böylece eriyen oylarını, dağılan tabanlarını tekrar konsolide etmeyi amaçlıyorlar.

2016 yılındaki alçak FETÖ darbesinden sonra AK Parti, bunu bir politika haline getirdi. Toplumda önemli bir yere sahip kişi veya grupların en ufak eleştirisini darbe olarak nitelendiriyorlar ve seçmenlerini darbe paranoyasıyla bir arada tutmaya çalışıyorlar. Maalesef bu politika Türkiye’yi daha da kutuplaştırmaktan, germekten başka bir işe yaramıyor.

GÖZALTILAR

Ayasofya’nın eski baş imamının alanı dışındaki her konuda yorum yapmasını fikir özgürlüğü sayan çevreler, 104 emekli amiralin bizzat kendi alanlarını ilgilendiren meselelerdeki kolektif fikir beyanlarını suç kapsamında değerlendiriyor. 

Buradan hareketle bildiriden kısa süre sonra gözaltılar gerçekleşti. Aralarında “Mavi Vatan” doktrininin kurucularından olan Cem Gürdeniz’in de olduğu bazı amiraller, sabahın erken saatlerinde evlerine yapılan baskınla alındılar. Bu iç acıtan vaziyet, FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında uyguladığı gözaltı yöntemini hatırlatması açısından dikkatle irdelenmesi gereken bir meseleye de işaret etti.

AKŞENER’İN HAKARETİ

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin FETÖ kumpasları karşısında bedel ödemiş, ‘Mavi Vatan’ doktriniyle Türk milletini denizleriyle yeniden bütünleştirmiş şerefli amirallere en ağır ve en haksız tepki hiç beklenmedik bir isimden geldi.

Millet İttifakı’nın bileşeni İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, vatansever amirallere burada yazmak istemediğim bir şekilde seslendi. Kendisine oy veren Atatürkçü, seküler-milliyetçi tabanında çok büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Eğer amirallere ettiği hakaret sayesinde AK Parti ve MHP’den oy alabileceğini sanıyorsa, kendisi büyük yanılgı içinde. Akşener’e tavsiyem tabanının taleplerini ve Türk siyasetini okuyamayan danışmanlarını değiştirmesi.

Maskesini yanlışlıkla da olsa düşürdüğü için kendisine teşekkür ediyorum. Bu hakareti olmasa ilk seçimlerde neredeyse partisine oy verecektim. Eğer daha önce oy vermiş olsaydım şu an çok büyük bir pişmanlık yaşıyor olacaktım.

CHP’yi, ‘darbeci’ suçlamalarının zirve yaptığı bir dönemde amirallere ve düşünce özgürlüğüne verdiği cesur destekten dolayı kutluyorum. Kılıçdaroğlu yönetimi, partiyi başka bir yöne savurmaya çalışsa da CHP’nin kuruluş değerlerinden kopmadığını, koparılamayacağını görmek güven verdi.

Yorumlar

Popüler Yayınlar