İKİNCİ VİETNAM

Alp Ramazanoğlu |


İçinde bulunduğumuz zamanın ve onun koşullarının içerisinde bazılarımız fark edemiyor ancak tarih sayfalarında Afganistan, ABD için “İkinci Vietnam” olarak yazılacak. 20 yıllık işgal, kaybedilen binlerce asker, harcanan trilyon dolarlar ve modern teçhizatlarla donatılan fakat tek kurşun atmadan başkent Kabil’i teslim eden kağıttan kaplan Afgan ordusu...

Hezimetin özeti bile bu kadar ağırken Batı medyasının algı oyunları ve dezenformasyonları neticesinde ağır yenilgiyi kısmen de olsa örtebiliyor ABD. Gelin görün ki, mızrak çuvala sığmıyor, algıcı Batı medyası istemeden de olsa servis ettiği haberlerde hezimetin boyutlarını gizleyemiyor.

ABD ve peşinden işgale destek veren İngiltere, Kanada, Almanya gibi ülkeler tıpkı ağabeyleri gibi Afganistan’dan kaçıyor. Rusya, Çin, İran, Pakistan ve Türkiye ise yeni Afganistan’ın inşa sürecinde rol alıyor. Dünyaya Batı penceresiyle bakarsanız “ABD çekildi” dersiniz. Bir de Doğu gözüyle baktığınızda Afgan halkının ve bölge ülkelerinin ABD’yi Asya içlerinden kovduğu gerçeğiyle yüzleşirsiniz.

TALİBAN AFGANİSTAN’I

Bugün artık Taliban yönetiminde bir Afganistan var. Örgüt, tahmin edilen 2-3 aylık sürenin aksine 2 haftada ülkenin kontrolünü ele geçirdi.

Taliban, İslami kaideleri çok radikal bir şekilde uygulamış özellikle kadın hakları konusunda sicili fazlasıyla bozuk bir örgüt. Afganistan’da iktidarda olduğu 1996-2001 yılları arasındaki uygulamaları herkesin malumu. Ancak İslam anlayışları IŞİD, El-Kaide, El-Nusra terör örgütleri gibi Selefi-Vahhabi radikalizmine değil, Hanefi-Sünni öğretilerine dayanıyor. Bu durum Taliban’ı ülke yönetiminde ılımlaştırabilecek adımların temelini oluşturuyor. Nitekim iktidarı devralır almaz yaptıkları açıklamalar ve ilk icraatları Afgan halkı açısından umut verici.

Ülke, “Afganistan İslam Emirliği” ismiyle Taliban yönetiminde tabii ki bir şeriat rejimine sahip olacak. Kimse örgütten laik rejim kurmasını beklemiyor. Ancak bölge ülkeleri, Taliban’dan 1996-2001 yıllarındaki uygulamalarına benzer adımları atmasını da istemiyor. Taliban’dan talep edilen İran devlerinin uyguladığı şeriatın Sünni yorumunun Afganistan’da hakim olması.

Eski vahşi uygulamaların geri gelmesi durumunda, Afganistan bu defa Çin ve Rusya işgalini yaşayabilir. Çünkü önemli Müslüman nüfusun yaşadığı iki ülke de, radikal İslam’a karşı aldığı sert tedbirlerle biliniyor. Çin ve Rusya, radikal dinciliğin yuvası haline gelmiş bir Afganistan’a müsamaha göstermeyeceklerini kısa süre önce ortaklaşa yaptıkları dev askeri tatbikatla ilan etmişlerdi.

Örgütün barışçıl ve kucaklayıcı mesajlarının arkasında Çin ve Rusya korkusu olduğu açık. Ancak ister samimiyetle ister korkuyla olsun Taliban’ın ılımlılaşma çabaları desteklenmeli. Çünkü onlarca yıl sürecek yeni bir iç savaşı, istikrarsızlığı ve göç dalgasını ne Afganlar ne komşu uluslar ne de dünya kaldırabilir…

YENİ DÖNEMDE TÜRK-AFGAN İLİŞKİLERİ

Güçlü tarihi bağlarla örülü dostluğa dayanan Türkiye-Afganistan ilişkileri yeni dönemde hiç olmadığı kadar önemli... Türkiye, Taliban yönetiminde kurulacak Afgan hükümetiyle görüşmeli. Yeni hükümeti tanımayacağını açıklayan Batı ittifakının aksine resmi tanımayı gerçekleştirmeli.

Türk hükümeti, Taliban yönetimiyle devam eden göç dalgasının durdurulması, sınırların kapatılması ve kaçak göçmenlerin geri kabulüne ilişkin adımları ivedilikle atmalı. Türkiye ekonomik yardımlarla altyapı ve teknoloji desteğiyle de Afganistan’ın yeniden inşasında rol almalı. Suriye’de “Esad ile görüşmem” inadının bedeli çok ağır oldu. Aynı hatalar Afganistan’da yapılmamalı.

Yorumlar

Popüler Yayınlar