ÜRETİM DEVRİMİ

Alp Ramazanoğlu |


Ekonomi Türkiye’nin yine bir numaralı gündemine oturdu. Faizlerin son üç aydır düşürülmesiyle beraber sürekli artış ivmesine giren döviz kuru, beraberinde enflasyonu da patlattı. Dolar ile birlikte euro ve altın da tarihi zirvelerini bir bir aşarak rekorlar tazeliyor.

Aslında dolar, euro, altın yükseliyor ifadesi de eksik. Maalesef yükselen onlar değil eriyen, değer kaybeden Türk lirası… Milli paramız, dünyadaki tüm ülkelerin para birimleri karşısında düşüyor. Bu da Türk halkına her ürün kaleminde yüksek enflasyon olarak yansıyor.

Bunlar işin olumsuz ve can yakan kısımları. Ancak hükümet, sürecin hesabını yaptıklarını ve buhranın geçici olacağını, uyguladıkları politikanın meyvelerini vereceğini söylüyor.

SABRIN SONU AYDINLIK OLSUN

Peki nedir o politika? Düşük faiz yüksek yatırım ile beraberinde gelecek yüksek istihdam yüksek üretim ve yüksek ihracat hedefi. Bu modelde düşük faizin tetiklediği yüksek kur, ithalatı azaltacak. Artan ihracat ve azalan ithalat dengesiyle cari fazla elde edilecek. Ekonomik büyüme bu kazanılan cari fazla ve yerli üretimin getirdiği tüketimle sağlanacak. Aslına bakarsanız gelişmiş ülkelerin tamamındaki uygulama buna yakın. ABD, Avrupa Birliği Euro Bölgesi ve Japonya gibi dev ekonomilerdeki politika faizleri 0 bandında. Tabii bu ülkelerin enflasyonları da Türkiye’nin epey altında. Ancak örneğin ABD, son yılların en yüksek enflasyon yükselişini yaşarken bile faiz artırmadı.

Türkiye, 42 yıldır ülkeye dayatılan neoliberal politikaların yüksek faiz-düşük kur / düşük faiz-yüksek kur sarmalını kırmaya çalışıyor. Bugün ödenen bedel tam da bu. Hükümet kararlı görünüyor. Ancak halkın desteği olmadan bu sürecin başarıya ulaşması imkansız. Bir ekonomik kurtuluş savaşından söz ediliyorsa acı reçeteyi, tasarrufu sadece milletin sırtına yüklemek olmaz. Süreç devlet-millet işbirliğiyle yürütülmeli.

Gerçekten çok zor bir dönemden geçiyoruz. Pahalılık karşısında milletin sabır, baskılar karşısında hükümetin dirayet göstermesi şart.  

Üretim-ihracat odaklı ekonomi hedefi, süreklilik arz edecek bir devlet politikası haline getirilmeli. Ödenen bedeller ancak bu şekilde refah ile taçlanacaktır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar