TARİH 1077

Alp Ramazanoğlu |

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, geçtiğimiz gün bir kararname yayımladı. Kararname ülkesi Suudi Arabistan’ın kuruluş tarihiyle ilişkiliydi.

Kral Selman, 28 Ocak tarihli kararnamesinde “İlk Suudi devletinin 1727'de kurulduğunu,  yüzyıllarca süren istikrarsızlık ve bölünmüşlükten sonra Arap yarımadasında güvenlik ve birliği tesis ettiğini söyleyerek, sonraki Suudi devletlerinin varlığını bu temel üzerinden şekillendirdiği anlattı. Selman’ın kararnamesi şu ifadelerle tamamlandı: “İlk Suudi Devleti'nin kuruluşu Şubat 1727 yılına denk geldiği için 22 Şubat'ın 'kuruluş günü' olarak kabul edilerek resmi tatil ilan edilmesine karar verilmiştir.”

Suudi Arabistan, bu kararnameye kadar kuruluş tarihini 1932 olarak kabul ediyordu. Ancak Suudi devleti bir devamlılığın temelinde Kral Selman’ın da ifade ettiği gibi 1727’de kurulmuştu. Düne kadar 90 yıllık bir devlet olan ülkesi, köklerine sahip çıkarak 22 Şubat 2022’de 295’inci kuruluş yılını kutlayacak.

ÖRNEK OLMALI

Umarım Suudi Arabistan Krallığı’nın bu kararı Türkiye Cumhuriyeti’ne de örnek olur. Çünkü nedeni çok basit: Daha önceki bir yazımda konu aldığım gibi 29 Ekim 1923 yeni bir devletin kuruluşu değil zaten var olan bir devletin rejim ve isim değişikliğine gitmesidir. 1923 bir kuruluş değil, rejim değişikliğidir.

Kuruluş, Osmanlı İmparatorluğu’nun esas aldığı 1299 tarihi de değildir. 1299 yılı bir devletin yeniden kurulması değil bir hanedanın Türk devletinin ana yöneticisi olma iradesinin başlangıcıdır. Nitekim o yıllarda Türk devletini yöneten hanedan Selçuklu ailesiydi. Yani 1299 tarihi de bir devlet kuruluşu değil, hanedan değişikliğinin ilk adımıydı. Devletin yönetimi Kınık boyundan Kayı boyuna geçmişti.

TÜRKİYE DEVLETİ’NİN ESAS KURULUŞ TARİHİ

Doğu Roma’ya karşı, 1071’de Malazgirt Savaşı’nı kazanan Alp Arslan’ın Büyük Selçuklu ordusu, 6-7 yıl gibi çok kısa bir sürede Anadolu’nun büyük bir bölümünü fethetti. Türk boyları fetihlerle akın akın yeni vatana göç etti.

Bu tarihe kadar Roma-Yunan kültürü egemenliğindeki çok etnik yapılı Ortodoks-Hristiyan Anadolu coğrafyası, 11’inci yüzyıl bitmeden Türk-Müslüman hakimiyeti altına girmişti. Artık Türk dilinin ve Türk çoğunluğunun baskın olduğu Anadolu için, ilk olarak İtalyanlar daha sonra diğer Batılı uluslar gördükleri manzara karşısında yeni bir tanımlama yaptılar: Turchia, Turkei, Turquie (Türkiye)…

1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Anadolu’da kurulan ilk dönem beylikleri Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na doğrudan bağlıydılar. Selçuklu, merkezini yeni fethedilen Anadolu’ya taşımamış İran’da kalmaya devam etmişti.

Selçuklu hanedanından olan Kutalmışoğlu Süleyman Şah ise farklı bir yol izleyecekti. Babası Kutalmış, Tuğrul ve Çağrı beylerin amcaoğluydu. Tuğrul Bey’den sonra tahta geçen Alp Arslan ile taht mücadelesine girişmiş, tertiplediği isyan bastırılarak öldürülmüştü. 1071’de Alp Arslan’ın Anadolu’yu fethetmesinin ardından Kutalmışoğulları yeni yurt aramak üzere Anadolu’ya göç ettiler ve burada yeni fetihler yaptılar.

Ailenin lideri Kutalmışoğlu Süleyman Şah komutasındaki Türk ordusu, İznik’i 1075 yılında fethetti. Güçlenen Süleyman Şah, 1077 tarihinde Büyük Selçuklu’dan bağımsızlığını ilan ederek Anadolu merkezli Türk devletini kurmuş oldu. Anadolu Selçukluları, diğer beylikleri de bünyesine katarak topraklarını genişletti. 1077’deki bağımsızlık ilanı aynı zamanda Türkiye Devleti’nin de tarih sahnesine çıkışı oldu. Hem Anadolu Selçuklu hem de Osmanlı, çağdaşları olan ülkelerce kayıtlarda zaman zaman Türkiye, Türk İmparatorluğu olarak yer aldı.

İki hanedan ve bir rejim değişikliğine uğrayan Türkiye Devleti, Selçuklu’dan sonra Osmanlı ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti olarak varlığını 945 yıldır sürdürüyor.

DÜNYADAKİ ANLAYIŞ BU

Batıdaki ülkelerin kuruluş olarak aldıkları tarihe bakarsanız hanedan ve rejim değişikliğini dikkate almadıklarını, tarihsel sürekliliklerindeki ilk kuruluşlarını esas aldıklarını göreceksiniz. Aynı kabulü doğuda Çin’de ve Japonya’da da bulacaksınız. Suudi Arabistan Kralı Selman, bu yaklaşım üzerinden ülkesinin kuruluş tarihini değiştirdi.

Kuruluş tarihlerinde ülkelerin dikkat aldıkları husus, “Bir başka ülke tarafından egemenlik altına alınıp alınmadıkları, var oldukları coğrafyalarda bağımsızlığı elde etmeleri ve hiç kaybetmeden devamını sağlamış olmalarıdır”

Türkiye’nin dünyadaki kabul görmüş bu esaslar üzerinden kuruluş tarihi 1077’dir. Suudi Arabistan örneğinde olduğu gibi tarihsel yanlış düzeltilmelidir.

Mesela 10 Nisan 1845 tarihinde Türk Polis Teşkilatı’nı oluşturmuş ve “177 yıllık polis teşkilatımız var” diyen bir ülkenin 29 Ekim 1923 yılında kurulduğunu söylemek ne tarihle ne mantıkla açıklanabilir.

1923 Cumhuriyetimizin kuruluş tarihi olarak gururumuzdur. Ancak 1077’yi unutmak yok saymak büyük bir gaflettir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, devletimizin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’tır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar