VE BAHAR

 Alp Ramazanoğlu |

On gün öncesine kadar, normal bir mart ayına göre çok çetin kış şartları altında “Bahar gelmeyecek mi?” diye şakayla karışık bir sitemimiz vardı.

Konuyla ilgili yazımda, zamanın akışını kış mevsiminin bile değiştiremeyeceğini, ne kadar dirense de yerini bahara bırakacağını yazmıştım. Doğanın düzeni belli, zamanın gücü kudreti belli, kim kazanabilirdi ki bu değişmez kanuna karşı…

Kış bir misal aslında ibret almak istersen sana da bana da dersler var. Hayatına, hayatının gidiş yönüne doğru bir kafa yorduğunda, zamanın ve mekanın seni götürdüğü bir akış içerisinde yol aldığının farkına varıyorsun. Ne zaman bu akıntıya karşı yüzdüğünde; çırpındığınla yorulduğunla kalıyorsun.

Kendini kaderin ellerine bırak, mücadele etme demiyorum. Neticesinde kader senin yaptıklarınla veya yapmadıklarınla şekillenen bir olgu. Yani senin ellerinde. Tanrı için zaman, bağlayıcı bir kavram olmadığı için senin, benim tercihlerimizle şekillenmekte olan ömür çizgimizin bilincinde. Ve buna kader denmiş…

Kış mevsiminin on gün önce yaptığı gibi mücadele etmek lazım. Ancak inat etmemek; değişimin kaçınılmaz olduğunu fark edip gerektiğinde yine kış mevsimi gibi gitmekten de vazgeçmekten de korkmamak lazım. Hayatı ele alışımız ve yaşayışımız bu olmalı.

İşte kış gitti… Şimdi bahar mevsimi tüm güzelliğiyle geldi İstanbul’a ve ülkemizin diğer kentlerine. O bahar ki, doğaya ve hatta insana en çok yakışan mevsimdir nazarımca.

Bu güzel mevsim, şansımıza da çiçekler açtırsın...

Yorumlar

Popüler Yayınlar