KABUS SEZONU

Alp Ramazanoğlu |

Galatasaray, 1959’dan bu yana düzenlenen Süper Lig’deki en kötü sezonunu yaşıyor. 

Geçen yıl gol averajıyla kaybedilen şampiyonluğun ardından içine düşülecek kabus gibi bir sezonu hiç kimse hayal etmiyordu. Burak Elmas başkanlığında yeni bir yönetim göreve gelmiş, Elmas’ı seçtiren Fatih Terim vaadi gerçekleşmiş, Galatasaray genç bir başkan ve oldukça deneyimli bir teknik direktör ile yeni sezona başlıyordu. Dahası Galatasaray ‘Finansal Fair Play’ kısıtlamalarında da kurtulmuş, önünde transfer adımlarını rahatlıkla atabileceği bir fırsata sahip olmuştu. 

Bu yeni başkan deneyimli teknik direktör konsepti, Galatasaray’ı gençleştirme operasyonuna girişti. Sözüm ona gelecek vadeden genç futbolculara milyonlarca euro para harcandı. Şampiyonlar Ligi ön elemelerinde PSV karşısında alınan hüsran aslında yeni Galatasaray kadrosunun karanlık bir gelecekten öte hiçbir şey vadetmediğini bizlere göstermeye çalışıyordu. 

Ligde ilk haftalar, Galatasaray aleyhine yapılan hakem hatalarıyla çok zorlu geçti. Ancak Avrupa’da bambaşka bir Galatasaray izledik. Sırf Avrupa’daki güzel sonuçların hatırına ligdeki berbat gidişi sineye çektik. Galatasaray, kötü oyununa bir de kasıtlı hakem hatalarının eklenmesiyle lige erkenden havlu attı. Avrupa’da ise gruptan yenilgisiz lider çıkmış iyi Galatasaray izlemiş olmanın heyecanıyla şubat ayındaki rakibimizi beklemeye başladık ve döndük lig-kupa maratonuna. 

ÜST ÜSTE GELEN MAĞLUBİYETLER 

Terim yönetiminde ligde gelen seri mağlubiyetlerle negatif rekorları alt üst ederken kupada da şok bir elenme yaşadık. Fatih Terim dışında hiçbir kimsenin bu denli başarısızlığı Galatasaray’da tahammül edilemezdi. Hocanın geçmişte yaşattığı başarıların hatırına katlanılan bu durum, Galatasaray’ı küme düşme potasına yaklaştırıyordu. Derken TFF ve MHK’nın Galatasaray karşıtlığına doğru düzgün tek bir söz edemeyen Başkan Burak Elmas, bari Terim’e tepki vereyim dedi ve hocayla yolları ayırdı. Yerine Katalan teknik adam Domenec Torrent’i getirdi. Ancak, Elmas’ın bu hamlesi kendisi için de sonun başlangıcı olacaktı. Çünkü Galatasaray üyeleri onu, Fatih Terim vaadi nedeniyle kıl payı denebilecek bir farkla başkan seçmişti. 

Yeni teknik direktör Torrent de, inişli çıkışlı performansıyla Galatasaray’a umut olamadı. Avrupa Ligi’ndeki Barcelona maçları ve içerideki Beşiktaş derbisindeki Galatasaray, oynadığı futbolla ümit verse de sonraki haftalarda istikrarı bir türlü yakalayamadı. 

İBRASIZLIK SONRASI DERBİ 

Torrent’in vasatlığı, kulüpte sabrı taşırdı ve Başkan Elmas’ı koltuğundan etti. İbra edilmeyen Burak Elmas, adaylık hakkına sahip olmadığı seçimde yerini bir başka isme bırakacak. 

Galatasaray, bu dumanlı atmosferde gittiği Fenerbahçe deplasmanında; hiç zorlamadan, uğraştırmadan, terletmeden ezeli rakibine kaybetti. Maçın başından sonuna kadar oyunu yarı alanında kabul etmiş, cılız ataklarla gol aramaya çalışan ürkek bir Galatasaray vardı. Kadronun zayıflığı hiç bahane değil, Fenerbahçe derbisinin adı bile Galatasaraylı oyuncuları oynatmaya yeterdi. Bu takım, 11 yerli ve oldukça da vasat oyuncularla çıktığı Kadıköy derbisinde aslanlar gibi mücadele edip puanla da dönmüştü. 

Kadıköy’de ne büyük mücadeleler verip de kaybettiği maçlar olmuştu Galatasaray’ın. Dün ne bir futbol ne skora karşı koyuş ne de yenilsek de adam gibi yenilelim diyen bir oyuncu grubu vardı. 

Bu takım 2016’dan beri Kadıköy’de kaybetmiyordu. Ama yenilmek ezeli rekabetin doğasında var. Fenerbahçe’ye ne ilk kez kaybetti Galatasaray, ne de son kez. Mesele yenilgi değil; tepkisiz, basiretsiz oyuna ve skora teslim bir Galatasaray izlemiş olmaktı. 

YENİ DÖNEMDE ÇIKARILACAK DERSLER 

Mağlubiyet, görünürde Torrent’e yazsa da derbi, rezil rüsva geçen sezonun sadece bir parçası. İki büyük sorumludan ikincisi kadroyu kuran Fatih Terim, birincisi bu kadro kurulurken her şeyi Terim’e bırakıp inisiyatif almayan Burak Elmas’tır. Elmas’ın daha büyük hatası ise Galatasaray hakemler tarafından dilim dilim doğranırken gerekli tepkiyi verememiş olmasıdır. 

Şimdi Galatasaray’ın önünde bir seçim var. Başkan kim olursa olsun, hem kadroda köklü revizyon yapmalı hem de teknik direktör Torrent ile yolları ayırmalı. Elmas-Terim modelinin uygulanamazlığından dersler çıkarıp bir daha aynı hatalara düşmemeli. 

Umarım gelecek Türkiye’nin en büyük markası olan Galatasaray için güzellikler getirir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar