EYT’LİLER KAZANDI TÜRKİYE KAYBETTİ

Alp Ramazanoğlu |

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeklilikte yaşa takılanların (EYT) emekli edileceklerini açıkladığında ülkem savaş kaybetmiş, bir vatan toprağı elden çıkmış kadar üzüldüm.

Türkiye’deki hazır para sevdasının, tembellik belasının en bilinen örneği EYT konusuydu. 40-45 yaşında gencecik adamlar, gencecik kadınlar, emekli olabilmek için bir dernek bile kurdular. Bu yapının önce muhalefetin desteğini alması sonra seçim arefesinde baskı ortamını artırarak bu işe en baştan beri karşı olan iktidara talebini kabul ettirmesi, olumsuz anlamda büyük bir başarı örneği.

Son derece haksız bir taleple bile olsa; örgütlü bir toplumun, bizzat yaşadığı ülkenin, devletin ekonomik çıkarlarına dinamit döşese de, anayasal örgütlenme hakkını kullanarak çalışma hayatını mahvedecek bir kararı iktidara aldırması, okullarda ders olarak okutulmalı.

EYT örneği, örgütlü sivil toplumun yaptırım gücünü ve bu örgütlülüğün her zaman olumlu sonuçlar getirmeyeceğini de hepimize gösterdi.

YAŞLILIK AYLIĞI ALACAĞINI KUTLAYAN GENÇ İNSANLAR

Sosyal medyada EYT’lilerin emekli edileceği kararından sonra yapılan kutlamaları izledim. Delikanlı diyeceğimiz dirilikte adamlar, asıl adı ‘yaşlılık aylığı’ olan emekli maaşını alacakları için çılgınca göbek attılar.

Bu kararla Türkiye yani hepimiz, aynı anda emekli yapılan 2,5 milyon insanın maliyetini sırtlanmış olduk. İlk etapta emekli sayısı 14 milyondan 16,5 milyona, peyderpey ise 20 milyona yükselecek.

Dünyada sosyal güvenlik sisteminde, 3 çalışan 1 emekliye bakıyor. Bu hesaba göre 20 milyon emeklisi olan Türkiye’de 60 milyon çalışan olması gerekiyor. Ülkemizin nüfusu 85 milyon. 60 milyon rakamını bulmak zaten imkansız. Çalışan sayımız ise 35 milyon. Bu veriler, SGK’nın batışının göstergesi.

POPÜLİST SÖYLEMLER

Türk emeklileri olarak; “Avrupa ve Uzak Asya emeklisi yurt dışında tatil yapıyor, biz burada çalışmak zorunda kalıyoruz” diye ağlamayacaksınız. Emekli maaşlarını ayağa düşüren, sizin tembelce erken emekli olma sevdanız ve emekli sayısını patlatmanız.

Kılıçdaroğlu ve Akşener’in popülist vaatleriyle Süleyman Demirel’den bir farkları olmadıklarını biliyordum ama “EYT, benim siyasi hayatıma da mal olsa, ülkem için bunu kabul etmeyeceğim” diyen Erdoğan’ın aynı çizgiye gelmesini beklemiyordum.

EYT’liler “Verilen hak geri alınamaz biz hakkımız olan emekliliği aldık” diye kendilerini savunuyorlar. Siz şu koşulda bile henüz emekli değilsiniz. Hangi hak size verilmiş, hanginiz emekli olmuş da sonra emekliliği iptal edilmiş? Bu savınızın da içi boş ve gerçeklikten uzak.

Velhasıl cebinize girecek üç kuruş maaş için ülkeye yazık ettiniz ve siyasilere bunu dayatarak bir şekilde başardınız.

Aranızda akrabalarım, yakınlarım var. Benim payıma daimi olarak düşecek miktarı haram etmiyorum ama hayırlı da olmasın.

Yorumlar

Popüler Yayınlar