DEPREMDEN DERS ALARAK NORMALLEŞMEK
Türkiye’nin 11 ilini vuran Kahramanmaraş Depremlerinin ardından yaralar sarılmaya çalışılıyor. On binlerce can kaybının telafisi mümkün olmasa da kalan milyonların yeniden hayata tutunabilmesi için bir an önce normalleşmemiz gerekiyor.
Öyle bir deprem yaşadık ki; kayıplar ve yıkım, daha önceki en büyük felaketler olan 1939 Erzincan Depremi’ni ve 1999 Marmara Depremi’ni bile geride bıraktı. Depremden 13,5 milyon insan doğrudan, 72,5 milyon insan dolaylı olarak etkilendi. Yani 86 milyonluk koca bir millet olarak her birimiz maddi ve/veya manevi yara aldık. Buradan ayağa kalkmak zor ancak hükümetlerden bağımsız olarak söylüyorum çok güçlü bir devletimiz var. Türkiye yaralı bir kurt gibi pes etmeyecek, sendelediği yerden daha güçlü bir şekilde çıkacaktır.
AHLAK SORUNU
Türk milleti olarak asıl meselemiz yaralarımızı sarmak değil, bu konuda mahiriz. Bizim sorunumuz, başımıza gelen felaketlerden bir türlü ders çıkaramamak. 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden daha bir nesil bile geçmedi. Pek çoğumuz 24 yıl öncesinin o acı manzaralarını zihnimizde unutamamışken maalesef şubat ayındaki büyük depremlerde çok daha ağırlarına tanıklık ettik. Kimimiz bizzat yaşadı bu felaketi kimimiz can verdi.
Kader deyip işin içinden kaçamayız. Tedbir almak Müslümanlar için namaz kılmak, oruç tutmak gibi bir farz. Örneğin Güney Amerika ülkesi Şili, 2010 yılında 8,8 büyüklüğünde devasa bir depremle sarsıldı, 723 vatandaşını kaybetti. Hadi maddi imkanlarımız Japonya kadar güçlü binalar yapmaya el vermiyor diyelim, Türkiye’den daha gelişmiş ve zengin bir ülke olmayan Şili’yi nereye koyacağız? Mesele bir ülkenin gelişmişliği veya zenginliği değil, ahlak…
2010 yılındaki 8,8'lik Şili depreminden bir fotoğraf |
Binaları inşa eden müteahhitlerin, mimarların, inşaat mühendislerinin; o binalara onay veren belediye yetkililerinin ve imzayı atan belediye başkanlarının vicdanlı ve ahlaklı olması gerekiyor. Maalesef 11 ilimizde acı bir şekilde gördük ki, para kazanma ve siyasi ikballeri dışında bir meziyetleri yokmuş birçoğunun. Kalan 70 ilde de durumun farklı olmadığı aşikar.
DENETLEME MEKANİZMASI
Yer bilimciler ve deprem uzmanları Türkiye’nin depreme dayanıklı yapı inşa edilmesi konusunda Avrupa’dan da sıkı mevzuata sahip olduğunu söylüyorlar. Devlet, yasal düzenlemelerle tedbir almış ama binayı yapanlar ve onay verenler uygulamamış. Mevzuatın sağından solundan dolanıp inşa etmişler pahalı tabutları. Bu saatten sonra devlet sadece yasal düzenleme yapıp bırakmamalı. Ortada bir uygulama ve denetleme sorunu var. Bu konuda ciddi önlemler ve ağır cezalar getirilmeli.
Depremlerde yine yıkımlar ve kayıplar yaşamamak için; tüm il ve ilçelerde hafif hasarlı binaların güçlendirilmesi, orta ve ağır hasarlı binaların kentsel dönüşüm kapsamına alınması, yeni inşa edilen binaların sıkı denetimlere tabi tutulması şart. İnşallah diğer illeri vuracak yeni bir depremle daha sarsılmadan bu riskli tabloyu değiştirebiliriz.
1999 Marmara Depremi unutulmayıp gerekli dersler çıkarılsaydı 2023 Kahramanmaraş Depremlerinde böylesine acı bir bilançoyla karşılaşmayacaktık.
Bari bu defa 2023 gerçek bir milat olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder