TÜRKİYE’Yİ SARSAN BÜYÜK DEPREM

Alp Ramazanoğlu |

Bir gazeteci, gece çalışan bir haber editörü olarak meslek hayatımın en acı haberini son dakikalarla duyurdum ülkemize… Tıpkı aynı saatlerde çalışan diğer meslektaşlarım gibi...

Türkiye, 6 Şubat 2023 sabahına hiç unutamayacağı bir yıkımla uyandı. Sabah 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğünde bir deprem felaketiyle sarsıldık.

Deprem, ülkemizin 3 bölgesindeki 10 ilini ve komşumuz Suriye’nin kuzey bölgelerini vurdu.

Türkiye’nin Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki 10 ili; Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Malatya, Diyarbakır, Adana, Şanlıurfa, Adıyaman, Osmaniye ve Kilis’in merkezleri, ilçeleri ve köylerinde büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldık.

Bir deprem fırtınası şeklinde yaşanan ağır felaket, saat 13.24’e geldiğinde korkunç yüzünü bir kez daha gösterdi. Kahramanmaraş’ın bu kez Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde yeni bir deprem yaşandı. Sarsıntı tıpkı sabah saatlerinde olduğu gibi aynı bölgeleri etkiledi. Birbirinden bağımsız olan her iki depremin ardından en büyüğü 6.7 olmak üzere; 6, 5 ve 4 büyüklüklerinde yüzlerce artçı sarsıntı meydana geldi.

Deprem fırtınasında binlerce bina yıkıldı, binlerce insanımız hayatını kaybetti, on binlerce yaralımız var. Türkiye kadar olmasa da Suriye’de de felaketin bilançosu giderek ağırlaşıyor. Her iki ülkedeki toplam can kayıplarının on binleri aşacağına yönelik çok acı tahminler dile getiriliyor. 

Türkiye Cumhuriyeti, 1 hafta süreyle ulusal yas ilan etti. Ülkemizde ve yurt dışı temsilciliklerimizde bayraklarımız yarıya indirildi. Kenetlenen Türk halkı, deprem bölgelerine yardım için seferber oldu.

Arama kurtarma ekipleri, enkaz altında mahsur kalan vatandaşlarımızı kurtarmak için büyük çaba sarf ediyor. Ekiplerin sayılarının artması, zamanla olan yarışta daha fazla insanı hayatta tutabilmek için çok önemli. Ordumuzdan polisimize, madencilerimizden yurt dışı arama kurtarma ekiplerine kadar bütün imkanlar bölgeye yönlendirilmeye devam etmeli. 

Mahsur kalan vatandaşlarımızı bir an öne kurtardıktan, enkazları kaldırdıktan ve can kayıplarımızın yasını tuttuktan sonra ise artık bu binaları böylesine dayanıksız inşa eden müteahhitlerle hesaplaşma zamanı gelmeli. 17 Ağustos Depremi, onca acıya ve uyarıya rağmen maalesef hiç ders olmamış, 6 Şubat Depremi artık gerçek bir milat olmalı.

Sıcak yuva diye yaşadığımız, ancak bir depremde tabutlarımıza dönüşen bu evler yüzünden daha fazla canımızı yitirmemeliyiz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar