KİMLİK SİYASETİ

Alp Ramazanoğlu | 

Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya platformu Twitter hesabından önce “Kürtler.” ardından da “Alevi.” başlıklı video paylaşımları yaparak evinden vatandaşlara seslendi.

Kürtlerle ilgili paylaşımında, “Her seçim döneminde olduğu gibi şu an milyonlarca Kürt’e terörist muamelesi yapılıyor” dedi. Alevi olduğunu söylediği paylaşımında ise “Alevi olmaz diyen bu sisteme; doğru olan dürüst olan ahlaklı olan olur diyecek misin, son bir el verecek misin?” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de etnik köken ve mezhepler üzerinden yapılan kimlik siyaseti hiçbir zaman doğru olmadı. Rakip partilerde bunu daha önce deneyen siyasiler bizzat CHP ve seçmenleri tarafından eleştirildi. Ama Kılıçdaroğlu’nun bu son iki paylaşımı pek çok CHP seçmeni tarafından alkışlandı. Haklarını yemeyelim, eleştiren partililer de olmadı değil.

Daha önce çokça tenkit ettiğin bu politikayı bugün uygulamak ve seçmenlerine alkışlatmak, siyaseten ilkesizlik olduğu kadar toplumsal fay hatları açısından da tehlikeli. Kimse Kürtleri terörist ilan etmiyor. Dostuz, karı-kocayız, komşuyuz, dünürüz. Türkiye’de halk, terör örgütü PKK ile Kürtler arasındaki ayrımı çok iyi yaptığı için teröristlerin onca çabasına rağmen şükürler olsun ki bir iç savaş ortamı çıkmadı.

Alevi-Sünni konusu ise inanç eksenli olduğu için çok daha kırılgan. Herhangi bir çatışma çıkacağı endişesiyle söylemiyorum, buradan kurulacak bir cümle istemeden de olsa Sünnilerin veya Alevilerin gönüllerini kırabilir.

“Alevi olmaz diyen bu sistem” gibi ifadeler kullanmak, bu devlete de bu millete de haksızlık. Cumhur İttifakı’na bile haksızlık. Kemal Bey’in adaylık sürecinde Aleviliğine vurgu yapanlar bizzat Millet İttifakı’ndaki büyük ortağı İYİ Partili bazı isimlerdi. Muhalif seçmenler ise Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarken mezhebinden değil, onca seçim kaybetmesinden dolayı istemedi.

Laik bir ülkede inanca vurgu yaparak oy istemek kim yaparsa yapsın yanlış. Seçim kampanyası kimlikler üzerinden değil, vaatler ve icraatlar üzerinden yürütülmeli. Çünkü Türk toplumu tüm bileşenleriyle seçimden sonra da bir ve bütün olarak yaşamaya devam edecek.