O İSTİFA ETMEZ, GÖNDERİLİR
Alp Ramazanoğlu |
Seçimlerden önce herkes Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacak aday olmadığını biliyor ve bunu dost sohbetinde, iş muhabbetinde ve sosyal medyada dile getiriyordu.
Ama Kılıçdaroğlu’nun kendisi ve çevresindeki bir avuç CHP eliti, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de dahil olmak üzere milyonlarca muhalifin haklı endişesine kulak tıkadı. Altılı masayı oluşturan ve toplam oyları yüzde 1 bile etmeyen 4 küçük partinin desteğiyle cumhurbaşkanı adayı oldu.
Akşener, bu dayatmaya karşı masadan kalktı. 3-4 günlük görüşmeler sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcılığı formülü üzerinde anlaşıldı. Akşener’in de koşullu evetiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesinleşti.
Cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce, kampanya sürecinde çekilmesi için kendisine yapılan baskılar, hakaretler, yalanlar, iftiralar ve hatta kaset kumpasına kadar varan iğrenç ortamda “Kılıçdaroğlu kaybedecek. Ben bu yenilginin sorumlusu olmayacağım” diyerek 1. tur seçimine 3 gün kala adaylıktan çekildi.
İnce haklı çıktı. Erdoğan, 49,5 oy olarak seçimi ilk turda kazanmayı kıl payı kaçırdı. Kılıçdaroğlu 44,9, Sinan Oğan 5,2, seçime 3 gün kala adaylıktan çekildiği için adı oy pusulasında olan Muharrem İnce 0,4 oy aldı. Oğan 2. turda Erdoğan’a destek açıklarken Oğan’ı aday gösteren ATA İttifakı ise Kılıçdaroğlu’na oy verilmesi çağrısı yaptı.
Seçimlerin TBMM ayağını ise Cumhur İttifakı önemli bir farkla kazandı. Millet İttifakı beklediğinin çok altında bir vekil sayısıyla Meclis’te azınlıkta kaldı.
İki hafta sonra Türkiye, tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanı 2. Tur Seçimi için sandık başına gitti. Yüzde 52,2 oy alan Recep Tayyip Erdoğan 17. seçim zaferini ilan etti ve Cumhurbaşkanı oldu. Yüzde 47,8 oy alan Kemal Kılıçdaroğlu ise 12. seçim yenilgisini aldı. İki lider de dünya demokrasi tarihinde seçim kazanma ve seçim kaybetme rekorlarını alt üst etti.
YENİLGİNİN MİMARI
Seçimlerin kazanılması için muhalif oylarından fazlasına ihtiyaç vardı. Kılıçdaroğlu, endişeleri haklı çıkararak iktidar bloğundan oy alamadı. CHP ise Meclis’te sahip olduğu 169 sandalyenin 40’ını ittifak yaptığı mikro partilere adeta hediye ederek 129’a düştü. CHP, 2018 seçimlerinde tek başına 146 vekil çıkarmıştı.
Ortada hem Meclis’te hem de cumhurbaşkanlığında büyük bir yenilgi var ama Kılıçdaroğlu tabii ki bundan önceki seçim mağlubiyetlerinde olduğu gibi yine istifa etmedi.
Muhalifler, adaylık inadında bulunan Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çocukluğu tekrar etmeyip sırf iktidar değişsin diye gidip ona oy vermişti. İstifa her şeyden önce, kendisine oy veren seçmenlere borcuydu ama kendisi bu demokratik olgunluğu gösteremedi.
‘Yenilginin baş mimarı’, CHP Genel Başkanlığından istifa etmek şöyle dursun, partisini genel kurula götürüp yeniden aday oldu. Kılıçdaroğlu’nun seçtiği delegeler, orada yine Kılıçdaroğlu’nu seçecek ve bu tiyatroya parti içi demokrasi diyecekler.
Eğer sürpriz olmaz ve yenilgi rekortmeni Kılıçdaroğlu, yapıştığı hatta bela olduğu genel başkanlık koltuğuna yine seçilirse bundan sonra CHP’ye de desteklediği adaya da oy yok.
Yorumlar
Yorum Gönder