DÜNDEN YARINA ADALARIN DURUMU

Alp Ramazanoğlu |

Ege Denizi veya genişletilmiş anlamda Akdeniz kıyılarımızda bulunan burnumuzun dibindeki adaların büyük çoğunluğu Türkiye’nin egemenliğinde değil.

Kalbi vatan-millet sevgisiyle çarpanlar için söylüyorum, diğerleri üzerine alınmasın; ister haritada isterse gittiğiniz bir Ege veya Akdeniz beldesinde bu adalara bakıp, “Nasıl kaybedildi, neden geri alınamadı veya nasıl bizde olmaz?” diye üzülmeyenimiz yahut hayıflanmayanımız yoktur. 

ADALARIN FETHİ VE İYON ADALARININ STATÜSÜ

Adalar 13’üncü yüzyıldan başlamak üzere 17’nci yüzyıla kadar peyderpey Osmanlı egemenliğine girdi. Deniz savaşları sırasında zaman zaman bazıları işgale uğrasa da geri alınabildi ve bu istisnai dönemler haricinde hakimiyet sürekliliği sağlanmış oldu. 

Yunan anakarasının batısında ve güney ucunda bulunan, Osmanlı hakimiyetine girmemiş İyon Adaları ise tarihte sırasıyla Venedik, Fransa ve Britanya kontrolünde kaldı. 1863’te Britanya İmparatorluğu tarafından Yunanistan Krallığı’na hediye edildi.

İyon Adalarının Yunanistan'daki konumu

ADALARIN KAYBI

Osmanlı adalarının elden çıkması ise 1829 yılında Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla başladı. Yunan anakarasına yakın Eğriboz Adası, Sporad (Şeytan) Adaları, Saron Adaları ile Kiklad Adaları Yunanistan’a verildi. 

Ege Denizi'ndeki ada grupları

Tarihe 93 Harbi olarak geçen 1877-78 Osmanlı-Rus savaşında ağır yenilgi alan Osmanlı İmparatorluğu, barış antlaşması sırasında daha fazla toprak kaybetmemek için Britanya’nın desteğini istedi. Destek geldi ancak bunun karşılığında Osmanlı, Britanya’ya ‘geçici’ olarak Kıbrıs’ı verdi.

Ege’deki statü ise 1911’de İtalya ile patlak veren Trablusgarp Savaşı’na kadar aynı kalmıştı. İtalya, Libya’yı alabilmek için On İki Adaları (Menteşe Adaları) işgal etti. 1912’de Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ, Osmanlı İmparatorluğu’na saldırınca Balkan Savaşı başladı. Osmanlı, Balkan Savaşlarında çok ağır bir yenilgi yaşadı. Yunanistan bu savaşta Girit’i, Boğazönü Adalarını ve Saruhan Adalarını ele geçirdi. On İki Adalar ise Yunanistan tarafından alınmaması için halihazırda işgali altında olduğu İtalya’ya ‘geçici’ olarak bırakıldı.

1914’te o güne kadar tarihin gördüğü en büyük yıkım olan I. Dünya Savaşı başladı. Osmanlı, İttifak Devletleri arasında savaşa katıldı. Britanya ve İtalya ise İtilaf Devletleri tarafındaydı. Bu düşmanlığı fırsat bilen Britanya Kıbrıs’ı, İtalya ise On İki Adaları ilhak etti.

GERİ ALINAN ADALAR

Osmanlı, 1. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılınca Sevr Antlaşması dayatmasıyla karşı karşıya kaldı. Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde Milli Mücadele’ye girişen Türk milleti Kurtuluş Savaşı’nı kazandı. Sevr garabeti yerine Lozan Antlaşması imzalandı. 

Gökçeada, Bozcada ve Tavşan Adalarının konumu

Lozan’a göre Türkiye, 1913’ten beri Yunanistan işgali altında olan Boğazönü Adalarına bağlı Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan (Karayer) Adalarını geri aldı. Türkiye anakarasına 3 kara mili (4,83 km) uzaklığında olan tüm adalar Türkiye’ye bırakıldı.

DİĞER ADALARIN DURUMU

Girit Adası, Boğazönü Adaları içindeki Limni, Bozbaba, Semadirek ve Taşoz, Saruhan Adaları içinde yer alan Midilli, Sakız, Sisam ve Ahikerya ile sözkonusu bu adaların bitişiğindeki ada, adacık ve kayalıklar Yunanistan’da kaldı.

On İki Adaları oluşturan Rodos, İstanköy, Kerpe, Kaşot, Herke, İlyaki, İncirli, Sömbeki, Kelemez, İleryoz, Batnaz, İstanbulya ve Meis adaları ile sözkonusu bu adaların bitişiğindeki ada, adacık ve kayalıklar İtalya’ya bırakıldı.

Kıbrıs Adası, Britanya’da kaldı.

İSTİSNA ADALAR

Türkiye’ye tanınan 3 mil hakimiyeti konusunda 6 ada grubu istisna tutuldu. Türkiye kıyılarına 3 milden (4,83 km) daha uzak olan 16 km mesafedeki Gökçeada, 7,5 km mesafedeki Bozcaada ve 7 km mesafedeki Tavşan Adaları Türkiye’ye verildi. Türkiye’ye 3 milden (4,83 km) daha yakın olan 2 km mesafedeki Sisam Adası Yunanistan’da; 2 km mesafedeki Kızılhisar (Meis) Adaları ve 4,5 kilometre mesafedeki İstanköy Adası İtalya’da kaldı. 

Kaş'ın karşısındaki Meis (Kızılhisar) Adaları

ON İKİ ADALAR VE KIBRIS 

2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1947 yılında imzalanan Paris Antlaşmasıyla On İki Adaların egemenliği İtalya’dan Yunanistan’a verildi. 

1947'de İtalya'dan Yunanistan'a verilen On İki Adalar (Menteşe Adaları)

Kıbrıs ise 1960 yılında Britanya’dan ayrılarak bağımsız oldu. Yunanistan’a bağlanmak isteyen Kıbrıs Rumları buna karşı çıkan Kıbrıs Türk halkına katliam girişiminde bulundu. Türkiye’nin 1974 yılındaki askeri müdahalesiyle Kıbrıs; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) olarak fiilen ikiye bölündü. Dünya, Türkiye dışında tek bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanısa da adadaki bölünmüş sınırları olduğu şekliyle kabul ediyor. 

ADALAR NEDEN GERİ ALINAMADI

Ege’de Türkiye’ye oldukça yakın mesafede olan adaların birçoğu maalesef geri alınamadı. Bunda bir numaraları sebep adalardaki ezici Yunan nüfus üstünlüğüydü. Osmanlı ne yazık ki Anadolu ve Trakya kıyılarına çok yakın olan bu adalara yüzlerce yıl hakim olsa da Türk nüfusuyla iskan etmemiş veya etmek istememişti. Türkler Balkanlarda Belgrad, Sofya ve hatta Budapeşte gibi fethedilen uzak kentlere yerleştirilirken burnumuzun dibindeki adalar Yunan nüfus üstünlüğüne terk edilmişti.

Tarihi süreçte Lozan Antlaşması’na gelindiğinde zaten Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında elden çıkmış olan bu adalar, Kurtuluş Savaşı’nı kazansak da bölgedeki Türk nüfusunun yok denecek kadar az olması yüzünden alınamadı. Mesela Lozan’da Yunanistan’dan alınarak Türkiye’ye verilen Gökçeada ve Bozcaada’da Yunan nüfus oranı yüzde 95’in üzerindeydi. Bu adalar neyse ki, Boğazlar önündeki stratejik konumları nedeniyle Türkiye’ye geri verildi. 

Türkiye, Osmanlı’nın yaptığı yanlışa düşmedi ve aldığı bu adaları kısa sürede Türk nüfusuyla iskan ederek Türkleştirdi.

TÜRKİYE'YE EN YAKIN YUNAN ADALARI 

Türkiye kıyılarına paralel olarak uzanan en yakın Yunan adaları ve Anadolu anakarasına en kısa mesafeleri şu şekilde: 

Meis 2 km, 
Sisam 2 km, İstanköy 4,5 km, Sömbeki 6,5 km, Sakız 7 km, Koyun 8 km, Keçi 8 km, Midilli 9 km, Kalolimni 10 km, Bulamaç 12 km, Eşek 15 km, Kelemez 17 km, İncirli 17,5 km, Rodos: 18 km, İlyaki 20 km, İleryoz 32 km. 

Tarihe Kardak Krizi olarak geçen 1995 sonu, 1996 başında Türkiye ile Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren Kardak kayalıkları ise Bodrum kıyılarına sadece 7 km uzaklıkta yer alıyor.

BİR GÜN, YENİDEN…

Tarih, tıpkı insanlar gibi değişen ve dinamik bir olgu. İnşallah bir gün Türkiye, kıyılarına yakın bu adaları sınırlarına katacak, Gökçeada ve Bozcaada’da olduğu gibi Türkleştirecek. 

Kişisel düşünceme göre Ege Denizi'nde olması gereken Türk-Yunan sınırı

Ülkemizde bunu sağlayacak güç ve nüfus var. Yeter ki tarihin rüzgarı arkamızdan essin. Kıbrıs’ta olduğu gibi düşman bize bunun fırsatını verecek bir hata yapsın. Türk devlet aklı inşa ettiği savaş gemileriyle ve ürettiği kara-hava silahlarıyla bugüne hazırlanıyor.

Ben inanıyorum ki bu adalar hak ettiği ve layık olduğu ülkeyle, Türkiye’mizle bir gün yeniden buluşacak.

Yorumlar

Popüler Yayınlar