İSTANBUL YAĞMURLARA KAVUŞTU!
Alp Ramazanoğlu |
İstanbul’un yüzü, kurak geçen ayların ardından kasım yağışlarıyla güldü. Halbuki bu ayın ilk 10 günü sona erdiğinde İstanbul için tablo iç karartıcı haldeydi.
Baraj doluluk oranları yüzde 15 seviyelerine gerilemişti. Ekimde beklenen yağışlar düşmemiş, kasım ayı da kupkuru bir giriş yapmıştı. Kent için susuzluk alarmı veriliyordu.
Bu endişe verici tablo, şükürler olsun ki son 20 günde yerini umuda bıraktı. Yağışlar, adeta bir mucize gibi İstanbul’un ya tümünde ya da en az bir noktasında etkili oldu. Bu sayede kentin yağış almadığı bir gün bile olmadı. Baraj doluluk oranları yüzde 31 seviyelerine yükseldi.
İstanbul’un kalabalık nüfusu dikkate alındığında, susuzluk riskinin yeniden kapıya dayanmaması için çok daha fazla yağışa ihtiyaç olduğu aşikar. Meteoroloji’nin uzun dönemli tahminleri, sonbaharın son ayında olduğu gibi bereketli bir kış mevsimi geçireceğimizi müjdeliyor. İlerleyen günlerde daha da soğuyacak havalar, beraberinde kar yağışı da getirirse İstanbul’un barajları bayram eder.
SUSUZLUK SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ NÜFUSU AZALTMAKTAN GEÇİYOR
Artık geride bırakmayı umduğumuz kurak günler ve susuzluk tehlikesi, İstanbul’un yerel yönetimi kadar hükümeti de ilgilendiren bir sorun. Barajlar, İstanbul’un 16 milyonu aşan, hatta bazılarının iddiasıyla 20 milyona dayanan nüfusu için “Ne kadar yeterli?” sorusu, tüm taraflar için gündeme gelmeli.
Yeni barajlar inşa etmek yerine zaten büyük deprem riskiyle koyun koyuna yaşayan İstanbul için nüfusu azaltma yoluna gidilmeli. İlk etapta Türkiye’nin geneliyle birlikte İstanbul’daki kayıtlı veya kaçak tüm sığınmacılar ülkelerine gönderilmeli. Ardından İstanbul’u cazip kılan iş imkanları ve sosyal yaşam çeşitliliği Anadolu ve Trakya’ya taşınarak, nüfusun buralardaki şehirlerde istihdamı ve ikameti sağlanmalı.
İstanbul’daki yoğun nüfus sorunu çözüldüğünde; susuzluk riski, trafik eziyeti, eğitim ve sağlık imkanlarına ulaşımdaki kısıtlılık gibi konular da beraberinde bertaraf edilecek. Beklenen büyük depremin yıkıcı etkisi ve can kaybı sayısı da azalmış olacak.
Tüm bunların gerçeklemesi için kararlı ve planlı bir devlet iradesine ve bunu samimiyetle uygulayacak vatansever siyasetçilere ihtiyacımız var.
Yorumlar
Yorum Gönder